14 Şubat 2014 Cuma

Her internet kullanıcısının bilmesi gereken kavramlar

5651 sayılı İnternet Yasası yeniden düzenlendi. Bu sırada pek çok kavram dolaşıma girdi. Peki son yıllarda hayatımıza giren bu kavramlar aslında ne ifade ediyor? Erişim sağlayıcı, VPN, proxy, ISS, DNS nedir? İşte yeni yasayla birlikte her internet kullanıcısının bilmesi gereken kavramlar*...

       
ISS /ISP (İnternet servis Sağlayıcı / Internet Service Provider): Kanunda bu şekilde bir terim yok. Bu terim aslen aşağıda gösterilen Erişim Sağlayıcıya karşılık geliyor. Ancak tüm dünyada bu adla anılıyor.

Erişim Sağlayıcı: İnternet toplu kullanım sağlayıcılarına ve abone olan kullanıcılarına internet ortamına erişim olanağı sağlayan işletmeciler ile gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. (TTNet, Turkcell, Smile, KabloNet vb.) Ülkemizde insanlar bilgisayarlarını internete bağlamak için farklı, telefonları için farklı, tabletleri için farklı, evleri ve işyerleri için farklı farklı "Erişim Sağlayıcı"lardan hizmet alabilmektedir.

Yer Sağlayıcı: Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler. İngilizcedeki karşılığı olan "(web) hosting-provider" teriminden çevrilen bu ifade kanunun ilgili devlet kurumlarınca uygulanması esnasında son derece geniş yorumlanmakta ve kullanıcı içeriği ile oluşan siteler diyebileceğimiz siteler de (web 2.0 = "user generated content") yer sağlayıcı olarak değerlendiriliyor. Örneğin Facebook, Youtube, Twitter vb. birer yer sağlayıcıdır. İçeriklerine herkesin erişebildiği küçük bir forum sitesinin toplam 45 üyesi için o forum sitesi de "Yer Sağlayıcı"dır, ayda toplam 1000 kişinin ziyaret ettiği Wordpress Blogu için alınan site barındırma hizmetini sunan kurum da, Ekşi Sözlük de, CNNTurk.com'un barındırıldığı veri merkezi de.

İçerik Sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Yani buradan internet sitelerine yorum, yazı vb. yazan ya da resim, müzik vb. içerikler yükleyen kullanıcıları ya da bir internet sitesi, blog vb. şeklinde internette sayfa açan tüm gerçek ve tüzel kişiler anlaşılmaktadır. Örneğin bir yurttaş gazeteci kendi blogunda yazdığı kendi yazıları açısından içerik sağlayıcıdır ya da bir üniversite, kendi sitesindeki tüm içerik açısından içerik sağlayıcıdır ya da bir haber sitesindeki kendi girmediği haberlerin altına yorum yazan kişiler ilgili yorumları açısından içerik sağlayıcıdır. CNNTurk.com özelinde düşünecek olursak, editörler, muhabirler ve yorum yazarak katkı sağlayan okuyucular içerik sağlayıcıdır. Tabii içerikleri Facebook'ta ve Twitter'da paylaşanlar da

İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcı: Kişilere belli bir yerde ve belli bir süre internet ortamı kullanım olanağı sağlayanı gerçek ve tüzel kişileri ifade eder. Örneğin kablosuz ağ bağlantısını kullanımınıza açan kahve dükkanı. Ya da kaldığınız otel, bindiğiniz şehirlerarası otobüs, okuduğunuz üniversite, maaşlı çalıştığınız işyeri.

Ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcı: İnternet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde belirli bir ücret karşılığı internet toplu kullanım sağlayıcılığı hizmeti veren veya bununla beraber bilgisayarlarda bilgi ve beceri artırıcı veya zekâ geliştirici nitelikteki oyunların oynatılmasına imkân sağlayan gerçek ve tüzel kişileri ifade eder. Kısacası internet kafeler.

IP Adresi (IP numarası): İnternete bağlı tüm ev ve işyerlerinin sahip olduğu, özgün bir internet kimlik numarası (tıpkı TC kimlik numarası gibi). Ayrıca internet sitelerinin bulunduğu bilgisayarlar (sunucular) da özgün bir IP adresine sahiptir. Internet Protokol numarasıdır.

URL (Adres): Universal Resource Locator, kişilerin internette gezinirken, kullandıkları tarayıcının adres çubuğunda gördüğü adres, bulunak.
http://www.cnnturk.com/bilim-teknoloji/internet/gecen-gun-internette-ne-yaptigini-herkes-bilecek CNNTurk.com'daki bir sayfaya ait bulunaktır (URL'dir).

Alan adı (Domain Name): Örneğin
http://www.cnnturk.com adresinin alanadı cnnturk.com'dur. İnternet sitelerindeki sayfalar ve adresler, bir alanadına bağlı olarak kullanılır. Alan adları, alan adı sağlayıcıları tarafından web sitelerine erişimi kolaylaştırmak için sağlanan akılda kalıcı adlardır. cnnturk.com bir "Alan Adı"dır.

DNS (Domain Name System): Bir internet sitesi domain'inin (alan adı) IP Adresi olarak karşılığını tutan sistemler. Bu sistemler aynı zamanda .com, .net, .tr, .edu, .
gov.tr ~vs. gibi uzantıların yönetimini de sağlar. Her internet sitesi, yayında olmak için en az 1 sunucuda barınmak zorundadır. Bizim sitelere erişmek için uzun uzadıya o sunucunun/sunucuların IP adreslerini ezberlememize gerek yoktur. Onun yerine Alan Adlarını kullanırız. İşte bu DNS (Domain Name Server) dediğimiz sunucular, hangi Alan Adı'nın, hangi IP ile ilişkili olduğunun kaydını tutan sunuculardır. Türkiye'de kullanıcılar çoğunlukla bu hizmeti İSS / Erişim Sağlayıcı diye tanımlanan kurumlardan alır. Ancak internet sansürünü aşmak için Google Public DNS ya da Open DNS gibi hizmetlerden yararlanılmaktadır. İnternet yasa teklifinin kabülü halinde engellenen siteye DNS değiştirip girilemeyecek.

VPN (Virtual Private Network): Sanal Özel Ağ diye çevrilebilen bu hizmet, bize sanki başka bir ağdaymışız gibi internete çıkış yapmayı sağlayabilen bir hizmettir. Örneğin Norveç'teki bir VPN hizmetinden yararlanıyorsak, İnternete Norveç'teki bir evden bağlanıyormuş gibi, Norveç'in sansür ve kısıtlarına göre bağlanırız. FBI gibi kurumların internet sansürünün olmadığı ülkelerde VPN hizmeti satan şirketler kurduğu bilgisi Ağ Güvenliği ile ilgili sitelerde paylaşılmaktadır. Türkiye'deki çeşitli tüzel kişiliklerin de VPN hizmetinden yararlanmaya çalışan kişi ve kurumları fişleyebilmek için paravan şirketler kurduğu gündeme gelmektedir. Bu nedenle güvenilir VPN hizmeti bulmak güçtür ama olanaksız değildir.
Proxy / Vekil Sunucu: Bir bilgisayarın, başka bir bilgisayar üzerinden ağa bağlanmasıdır. Genellikle, ilk bilgisayarın ağı üzerinden erişimi engellenen sitelere bağlanmak ya da ilk bilgisayarın gizliliğini korumak için kullanılır. TOR Network, bu konudaki en yaygınlaşmakta olan Proxy Ağıdır.

NSA (National Security Agency): Amerika Birleşik Devletleri'nin Ulusal Güvenlik Dairesi. İletişim sistemlerini, günümüzde özellikle en aktif dijital iletişim kanalı olan İnterneti takip etmekte uzmanlaşmış Amerikan İstihbarat Teşkilatı. CIA'den ayrı olup direkt ABD Savunma Bakanlığı'na bağlıdır.

“Deep Packet Inspection” (DPI): Derin Paket Analizi / Derin Veri Çözümlemesi diye Türkçe adlandırılabilir. Bir ağdaki tüm veri paketlerini inceleyerek güvenlik açıklarını bulmak amacıyla geliştirilmiş olsa da, fişleme ve hatta içerik bazlı kısıtlama/ sansürleme amacıyla kullanılabilir. Yasada yapılacak değişiklikle içerik paketi bazlı kısıtlama hukuki çerçeveye oturtulmaya çalışılmaktadır. Böylece Twitter'ı kapatmak yerine, belli kullanıcılara erişimi engellemek, hatta belli hashtag ve Tweet'lerin görünmezleşmesini sağlamayı tercih etmek mümkün olmaktadır.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB): Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı, internet yasasını denetlemesinden sorumlu kurum. Yeni teklifin yasalaşması halinde TİB, mahkeme kararı beklemeden siteleri erişime engelleyebilecek; bir TİB elemanının soruşturulması TİB Başkanı'nın iznine bağlı olacak; TİB Başkanı'nın soruşturulması Başbakan'ın iznine bağlı olacak.

*Alternatif Bilişim Derneği ve Korsan Parti katkılarıyla hazırlanmıştır.

10 Şubat 2014 Pazartesi

Devlet özel yaşamımızı koruyabiliyor mu?


Türkiye, internet sitelerinde “skandal “ başlıklarıyla servis edilen, kimin, neden koyduğu belli olmayan ses ve görüntü kayıtlarıyla çalkalanıyor. Bu seslerin ve görüntülerin gizli kaydedildiği belirtiliyor. Bazı siyasetçilerin istifalarıyla sonuçlanan bu olaylarda görüntü veya ses kaydeden kişiler bulunamıyor. 


Hüseyin KAPLAN

İnsanların özel yaşamlarının siyasi tehdit malzemesi yapılmasının son derece açık hale geldiği seçim öncesi dönemdeyiz. Siyasetçilerin profesyonel yaşamları dışında kalan ve kamusal yararı ilgilendirmeyen özel yaşamlarının politikada kullanılmasının teknolojik ve hukuksal boyutun konunun uzmanlarıyla görüştük.
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Bölümü öğretim üyelerinden Doç Dr. Süleyman Tosun, insanların haberleri olmadan görüntülerinin veya seslerinin nasıl kaydedildiğini şöyle açıkladı:

 “Bu türdeki cihazlar ikiye ayrılır. Bir kısım cihazlar dahili hafızalı cihazlardır, bunlarla sadece cihazın hafızası kadar kayıt yapılabilir. Diğer kısım ise kablosuz bağlantı ile veri aktarımı yapabilen cihazlardır. Bunlar ile istenildiği kadar kayıt yapılabilir. Çünkü veri aktarımı yapılan yerde sürekli disk değiştirilerek veya görüntüler çeşitli şekillerde depolanarak kayıt yapılabilir.

Son dönemlerde teknolojinin gelişmesiyle kayıt cihazlarının boyutu da oldukça küçüldü. Örneğin bir ses kaydı cihazı küçük bir nohut tanesi kadar olabiliyor. Bu şekilde bir cihazın fark edilmesi neredeyse imkansızdır. Aynı şekilde bir nohut boyutunda kameralar da vardır, yalnız bu kameraların kayıt yaptıkları diskler kendilerine göre çok daha büyüktür. Bunun için de bağlantı olarak ya kablo kullanılır veya kablosuz bağlantı dediğimiz wireless, bluetooth, gsm veya analog sistemler kullanılmaktadır.

Özel yaşamın gizliliği konusunda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ise şunları söyledi:

 “Biz Türkiye Barolar Birliği olarak anayasa ile sabit olan tüm hükümlerin peşinde ve uygulanmasının takipçisi olduk. Anayasada da vatandaşlarımızın özel hayatları, aile hayatları 20. Madde ile teminat altındadır. Gerek devlet olsun gerek kişiler olsun vatandaşların özel hayatlarına müdahale edemezler. Bu anlamda insanların gizli bir şekilde görüntülerinin veya seslerinin kaydedilip bunların ifşa edilmesine kesin bir dil ile karşıyız. Bu zamana kadar bu şekildeki tüm davalarda anayasadaki hükümler çerçevesinde dik durduk ve kesin bir dil ile bu durumun meşru olmadığını savunduk..”

CHP Eskişehir Milletvekili ve Anayasa Profesörü  Süheyl Batum ise özel yaşamın gizliliğini sağlama konusunda devletin yükümlülüklerini şöyle açıkladı:

“İnsanların özel hayatlarının gözetlenmesi kabul edilir bir tutum değildir. Devlet bu konuda halkına güvence vermekle yükümlüdür. Fakat ne yazık ki Türkiye’de bu konuda talihsiz durumlar oluşabiliyor. İnsanların bilgileri olmadan görüntülerinin alınması ve bunların tehdit unsuru olarak kullanılması son derece çirkindir. Türkiye bu konuda gerçekten geri kalmış durumdadır. Devletin en önemli görevlerinden birisi insanların her anlamda güvenliğini sağlamaktır.”

Hollanda yüksek mahkeme yargıçlarından Nico Tujin de özel yaşamın korunması konusunda Hollanda örneğini anlattı:

 “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtildiği üzere insanların özel hayatlarına müdahale edilmez. Biz Hollanda’da kesinlikle bu ilkeye çok önem veririz. Vatandaşların özel hayatlarına müdahale edilmemesi konusunda titizlik gösteririz. Örneğin bir kişinin takip edilmesi gerekiyorsa bu kişinin bilgileri iki hafta içinde bizim izin vermemizle elimize ulaşır. Bizim iznimiz dışında güvenlik güçlerinin böyle bir işlemi yapma yetkisi yoktur. 
Bizler de bu işlemi terör, cinayet, yolsuzluk ve bunun gibi önemli konularda yaparız. Bunun dışında kesinlikle insanların telefon görüşmeleri ve görüntülerinin kaydedilmesine müsaade edilmez. Bununla beraber elimize gelen belgelerde özel hayatın kapsamına giren belgeler bulunuyorsa sadece hukuka aykırı kısmıyla ilgileniriz. Ve eğer şüphelinin suçsuzluğu kanıtlanırsa bu elimizdekileri kesinlikle imha ederiz ve imha edildiğinden emin oluruz. Suçlu bulunması durumunda da bu veriler asla üçüncü kişilerle paylaşılmaz, titiz bir şekilde korunur. Suçlu bile olsa özel hayatın gizliliği bu kişiler için de geçerlidir.

Fakat güvenlik güçlerinin bilgisi olmadan kötü amaçlı kişilerin yaptığı kayıtlar ve bunların paylaşımı söz konusu oluyor. Burada paylaşımı yapan gazetelere ve internet sitlerine karşı bir yaptırım olmuyor. Basının özgürlüğü ilkesi de burada ortaya çıkıyor.”