Eski düğün fotoğraflarında sepyanın tonlarına
yansıyan hüzünleri, kederleri, endişeleri ile gelin ve damatlar… Yaşamlarının
değişmesindeki belirsizlikten duyulan korkunun objektife yansıyan yüzleri…Ya da
mutluluklarını belli etmemeye çalışan insanların gözlerindeki umut pırıltıları…
Eskidendi çok eskiden…
Şimdi, gelin ve damadı içler acısı hale
düşürme potansiyeli yüksek fotoğrafçıların fantezileriyle süslü dev albümleri
dolduruyor düğün fotoğrafları.
Gelini bacağından kemençe gibi kavrayıp çalmaktan
tutun yatak odasında zurna çalmaya kadar uzanan bir müzikal konseptten
başlayıp, gelini melek yapan, olmadı üstüne çıkıp oturan damatlarla absürd
görüntüler sunuyor bakanlara.
Parası olanlar için saraylar kasırlar arka
planı oluşturuyor. Daha da çok parası olanlar nikah orada kıyılmasa da Roma,
Paris, New York, Hong Kong ya da hangi kenti isterlerse oraya gidip düğün
fotoğraflarına fon yapabiliyorlar.
Parası olmayanların imdadına ise dijital
teknoloji yetişiyor. Çekilen
fotoğrafların arka planına Photoshop’la orman, deniz, şelale eklemek çok kolay.
Olmadı, boyut değiştirme, çoğaltma, dekupe, bindirme ve dijitalin sonsuz açılımlara
izin veren efektleri hizmete hazır.
Düğün günü…
Yıllarca beklenen ve neredeyse mutluluğun
zirvesi diye yutturulmaya çalışılan o günün telaş, koşturmaca ve curcunayla
geçmesi; bazen de kavga, gürültü ve kaprisle insanı canından bezdirmesine karşı
koyma isteğinin somut kanıtları düğün fotoğrafları. Postmodern yaşamların
sürrealist tanıkları. Sıradan yaşamları, çocukken inanılan peri masallarına
çevirme isteğinin acınası araçları.
Eve gelen konukları, salon dekorasyonunda önemli bir yer tutan albümlerin içinde karşılayan ve onlara “Bakın ne kadar mutluyduk”, “Harika bir gündü”, “Dünyanın en harika çiftiydik” mesajları vermek için yarışan düğün fotoğrafları…
Birbirinden tuhaf pozisyonlara girmek için fotoğrafçının
otoriter yönergelerine kayıtsız şartsız uyan ve bu durumdan zevk aldığından
kuşkulanılan evlilik sözleşmesi tarafları. Gelin ve damat olarak adlandırılan
bu taraflar, belki de magazin basınının tiraj kaygısıyla abarttığı ünlülerin
düğün fotoğraflarına öykünmektedir. “Bizim neyimiz eksik onlardan, ünümüzden
başka” özgüveniyle facebook’ta paylaşılmak üzere oluşturulan mizansenlerdir bu
fotoğraflar.
Peki, olası bir boşanma durumunda ne gelir başına düğün fotoğraflarının?
Devasa boyutlu, ağır albümler kimde kalır? Kim sahip çıkar bir gaflet anında girişilen suç ortaklığına?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.