Avukat Fikret İlkiz, sosyal
medyada görüşlerini açıklayan insanlara soruşturma açılmasının bile ifade
özgürlüğünün ihlali olduğunu belirterek, “İnternet ifade özgürlüğü alanıdır, bu
alanın da korunması gerekir” dedi.
Hülya ERASLAN
Adı basın davalarıyla özdeşleşen Avukat Fikret İlkiz, sosyal
medyada görüşlerini açıklayan insanların soruşturma ve gözaltılara maruz
kalmasının ifade özgürlüğünün ihlali olduğunu belirterek, “İnternet de ifade
özgürlüğü alanıdır, bu alanında korunması gerekir” dedi.
Fikret İlkiz, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde İnsan
Hakları ve Demokrasi dersinde ifade özgürlüğünü, ifade hakkının korunması ve
kullanılmasını anlattı. Konuşma ve ifade özgürlüğünün en temel insan haklarından
biri olduğunu belirten İlkiz, “Türkiye’de ifade özgürlüğü sorundur” dedi. Avukat İlkiz, faili meçhul siyasi
cinayetlerin işlendiğini, gazetecilerin yaşam haklarının ellerinden alındığı
belirterek, gazetecilerin kamuoyunun gözü kulağı olduğunu, tartışma yaratacak
biçimde haber yapmanın gazetecinin görevi olduğunu söyledi.
İfade özgürlüğü ile hoşa gitmeyen, şoka uğratan,
benimsenmeyen düşüncelerin de korunduğunu ifade eden İlkiz, Castell davasını
örnek göstererek, “Yazı yazma parlamentoda söz söylemekten daha üstün bir
haktır” dedi. Fikret İlkiz, yöneticilere yapılacak eleştirinin çok sert,
mübalağalı hatta provokatif olabileceğini, ancak bunun da ifade özgürlüğü
kapsamında olduğunu söyledi. İfade özgürlüğünün habere ulaşma, bilgi edinme ve
halkın gerçekleri öğrenme hak ve özgürlüğünü de kapsadığını anlatan Avukat
İlkiz, “Bize bunu sağlayan gazetecilerin korunması gerekir” diye konuştu.
İlkiz, sosyal medya yoluyla görüşlerini açıklayan insanların
soruşturma ve gözaltılara maruz kalmasının bile ifade özgürlüğünün ihlali
anlamına geldiğini açıklayarak, “İnternet de ifade özgürlüğü alanıdır. Bu
alanın da korunması gerekir. İnternet ifade özgürlüğünü sağlayan en kolay ve
önemli araçtır” dedi.
İfade özgürlüğünün kullanılma biçiminin de korunan en önemli
haklardan biri olduğunu belirten İlkiz, şöyle konuştu:
“Durmak, susmak yoluyla da ifade hakkınızı
kullanabilirsiniz. Bu kişilere yapılan müdahale ifade özgürlüğü ihlalidir. Kamu
görevlileri açıklamalarıyla sizi korkutabilirler. Daha hak kullanılmadan önce
bu hakkın kullanılmasını caydırıyor, tedirginlik yaratıyorlarsa bu da ifade
özgürlüğünün tamı tamına ihlali anlamına gelir.”
Avukat Fikret İlkiz, ifade özgürlüğüne müdahale edilecekse
bunun zorunlu ve orantılı olması gerektiğini vurguladı. İlkiz, kamu görevlilerinin
ifade özgürlüğünü sağlayacak bir ortamı oluşturmaları gerektiğini belirterek,
“Yöneticiler yaptıklarından değil, yapmadıklarından da sorumludurlar” diye
konuştu.
Gezi olayları sırasında sosyal medyanın nasıl kullanıldığını
çarpıcı örneklerle anlatan İlkiz, yöneticilerin “Medya üzerinden halkı isyana
ve kalkışmaya teşvik ediyorsunuz” suçlamasına eleştirerek şöyle konuştu:
“Bu ifade medya
özgürlüğüne aykırıdır. Devlet ifade özgürlüğüne müdahale etmek yerine ifade
özgürlüğünü korumalıdır. Gezi olayları kapsamında sosyal medya kullanıcılarının
değil gözaltına alınması haklarında soruşturma açılmasını bile ifade
özgürlüğünün ihlalidir.”
Gezi olayları sırasında işten çıkarılan ve istifaya zorlanan
gazeteciler yanında sanatçıların da görüşlerini ifade etmelerine müdahale
edildiğini belirten İlkiz, “Devlet sanatçının da ifade özgürlüğüne karışamaz”
dedi.
İlkiz, gezi olayları sırasında şiddeti özendiren yayınlar
yaptıkları gerekçesiyle RTÜK’ün pek çok kanala para cezası kestiğini
anımsatarak, aslında kanalların yaptıkları şeyin sadece yaşanan olayları ekrana
yansıtmak olduğunu vurguladı.
Fikret İlkiz yaklaşan 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü
hatırlatarak, öğrencilere bu günün tarihsel arka planını anlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.