Coşkun
ÇETİN
Terzi Feridun Usta 52 yaşında güler yüzlü, mütevazi, sabırlı ve sıcak kalpli bir
zanaatkar. Emek mahallesindeki küçük dükkanında insanların ceketlerini, paltolarını,
örtülerini, perdelerini, pantolonlarını, gömleklerini, kısaca iğne iplikle
alakalı ne varsa, hepsini dikerek geçimi sağlıyor ve mesleğini çok seviyor. Güler
yüzlülüğü ve samimiyeti ile daha ilk karşılaşmada kendini sevdiriyor, güven
veriyor. Mesleğini icra edişteki ustalığı ve hüneriyle sevgimizin, güvenimizin
boşuna olmadığını kanıtlıyor…
Kaç
yaşında bu mesleğe başladınız Feridun Usta?
Yalan söylemek gibi olmasın ama çok genç yaşta başladım.
İlkokulu bitirdiğim senelerde yani 13-14 yaşlarında olsa gerek. Ama tam olarak
şu yaşta desem yalan olur!
Peki
usta neden terzilik mesleğini tercih ettiniz, tamamen kendi tercihiniz miydi?
Evet kendi isteğimdi. Gerçi babam, biraz ısrar etmiş olsa da ben kendim istedim. Çünkü
bu mesleğe ilgim vardı, istiyordum da işin açıkçası. Bir de iyi bir ustanın
çırağı olarak işe başlayınca amacıma ulaştım. Zaten bir insanın kolunda altın
bileziği yani mesleği olmalı ki yaşayabilsin.
Bu
meslek için neler gerekli usta?
Valla! Önce sevmek, gerekli. Yani sevmeden bu iş
olmaz, sevmeden hiçbir iş olmaz. Olsa da yarım olur! Sonra sabır gerekli, bir
göz bir nizam gerekli, biraz matematik kabiliyeti de gerekir. Aksi takdirde
doğru dikemeyiz elbiseleri. Tabi dikemeyince
de bu işin bir anlamı olmaz. Sonra, her
zaman güler yüzlü olacaksın, yaşlı-genç, kadın-erkek ayrımı yapmadan aradaki, o
ufak çizgiyi aşmadan düzeni sağlamak gerekir. Çünkü aştığın zaman işin tadı
kaçar. Ne sen müşteriden ne de müşteri senden memnun kalır.
Önce seveceksin, sevmezsen ne başarılı olabilirsin
ne de bu işi becerebilirsin. Sonra sabırlı, güler yüzlü ve saygılı olacaksın,
sonra zaten gerisi gelir.
Bu
meslekte ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz usta?
Genellikle uyum sorunu ile. Uyum derken şöyle, müşteri
geliyor kafasında tasarladığı şekilde bir dikim istiyor, benim iş yaparken
tasarladığım ile az da olsa uyuşmuyor. Yine de fazla sıkıntı yaşanmıyor. Bir de
çıraklık sorunu var. Bu zamanda çırak olmak isteyen gençler çıkmıyor. Çalışmaya
gelenlerin de ilk soruları ‘’kaç para alacağım?’’oluyor. Bu şekilde çok zor.
Müşterilere
ve kendinize kızdığınız durumlar var mı usta?
Elbette bazen müşterilere ve kendime kızdığım
zamanlar oluyor. Müşteri geliyor, bir günde bitirilmesi mümkün olmayan bir işin
hemen yapılmasını istiyor. Ben bitmeyeceğini anlatıyorum, “Başka terzi mi yok?”
diyerek çıkıp gidiyor. Bazen de müşterinin işini yapıyorum, müşteri geliyor, “Parasını
sonra veririm usta” diyerek gidiyor. Durum
böyle olunca hem müşteri hem de ben huzursuz oluyorum. Kendime kızdığım
zamanlar da oluyor. İşleri yetiştiremeyince,yanlış hesap yapınca kızıyorum kendime.
Bu
meslek sana neler kazandırdı?
İlk olarak insanları tanımayı öğrendim. Kimin iyi
kimin kötü, kimin güvenilir kimin güvenilmez olduğunu anlamamda etkili oldu.Sabretmenin,
yetinmenin, şükretmenin her zaman yararlı olduğunu, iyilik yapmanın yine iyilik
olarak bana döneceğini anlamamı sağladı bu meslek benim. Kısaca insan sarrafı
olmamı sağladı desem yalan olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.