5 Mart 2013 Salı

Emek’in Emektar Terzisi: Feridun Kurt


Coşkun ÇETİN

Terzi Feridun Usta 52 yaşında güler yüzlü,  mütevazi, sabırlı ve sıcak kalpli bir zanaatkar. Emek mahallesindeki küçük dükkanında insanların ceketlerini, paltolarını, örtülerini, perdelerini, pantolonlarını, gömleklerini, kısaca iğne iplikle alakalı ne varsa, hepsini dikerek geçimi sağlıyor ve mesleğini çok seviyor. Güler yüzlülüğü ve samimiyeti ile daha ilk karşılaşmada kendini sevdiriyor, güven veriyor. Mesleğini icra edişteki ustalığı ve hüneriyle sevgimizin, güvenimizin boşuna olmadığını kanıtlıyor…


Kaç yaşında bu mesleğe başladınız Feridun Usta?
Yalan söylemek gibi olmasın ama çok genç yaşta başladım. İlkokulu bitirdiğim senelerde yani 13-14 yaşlarında olsa gerek. Ama tam olarak şu yaşta desem yalan olur!

Peki usta neden terzilik mesleğini tercih ettiniz, tamamen kendi tercihiniz miydi?
Evet kendi isteğimdi. Gerçi babam,  biraz ısrar etmiş olsa da ben kendim istedim. Çünkü bu mesleğe ilgim vardı, istiyordum da işin açıkçası. Bir de iyi bir ustanın çırağı olarak işe başlayınca amacıma ulaştım. Zaten bir insanın kolunda altın bileziği yani mesleği olmalı ki yaşayabilsin.

Bu meslek için neler gerekli usta?
Valla! Önce sevmek, gerekli. Yani sevmeden bu iş olmaz, sevmeden hiçbir iş olmaz. Olsa da yarım olur! Sonra sabır gerekli, bir göz bir nizam gerekli, biraz matematik kabiliyeti de gerekir. Aksi takdirde doğru dikemeyiz  elbiseleri. Tabi dikemeyince de bu işin bir anlamı olmaz. Sonra,  her zaman güler yüzlü olacaksın, yaşlı-genç, kadın-erkek ayrımı yapmadan aradaki, o ufak çizgiyi aşmadan düzeni sağlamak gerekir. Çünkü aştığın zaman işin tadı kaçar. Ne sen müşteriden ne de müşteri senden memnun kalır.

Başarı sırrı nedir bu meslekte usta?
Önce seveceksin, sevmezsen ne başarılı olabilirsin ne de bu işi becerebilirsin. Sonra sabırlı, güler yüzlü ve saygılı olacaksın, sonra zaten gerisi gelir.

Bu meslekte ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz usta?
Genellikle uyum sorunu ile. Uyum derken şöyle, müşteri geliyor kafasında tasarladığı şekilde bir dikim istiyor, benim iş yaparken tasarladığım ile az da olsa uyuşmuyor. Yine de fazla sıkıntı yaşanmıyor. Bir de çıraklık sorunu var. Bu zamanda çırak olmak isteyen gençler çıkmıyor. Çalışmaya gelenlerin de ilk soruları ‘’kaç para alacağım?’’oluyor. Bu şekilde çok zor.

Müşterilere ve kendinize kızdığınız durumlar var mı usta?
Elbette bazen müşterilere ve kendime kızdığım zamanlar oluyor. Müşteri geliyor, bir günde bitirilmesi mümkün olmayan bir işin hemen yapılmasını istiyor. Ben bitmeyeceğini anlatıyorum, “Başka terzi mi yok?” diyerek çıkıp gidiyor. Bazen de müşterinin işini yapıyorum, müşteri geliyor, “Parasını sonra veririm usta”  diyerek gidiyor. Durum böyle olunca hem müşteri hem de ben huzursuz oluyorum. Kendime kızdığım zamanlar da oluyor. İşleri yetiştiremeyince,yanlış hesap yapınca  kızıyorum kendime.

Bu meslek sana neler kazandırdı?
İlk olarak insanları tanımayı öğrendim. Kimin iyi kimin kötü, kimin güvenilir kimin güvenilmez olduğunu anlamamda etkili oldu.Sabretmenin, yetinmenin, şükretmenin her zaman yararlı olduğunu, iyilik yapmanın yine iyilik olarak bana döneceğini anlamamı sağladı bu meslek benim. Kısaca insan sarrafı olmamı sağladı desem yalan olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.