Ayşegül ÖMÜR
Parklar... Betona boğulmuş
semtlerin, otobana çevrilmiş bulvarların, kalabalık trafiğin, yoğun iş
hayatının üzerimizde yarattığı stresten kurtulduğumuz parklar… Nefes aldığımız,
yeşile doyduğumuz, spor yaptığımız, çocuklarımızı gezdirdiğimiz, bizi
rahatlatan, yeniden canlandıran, içinde kuşları, kedileri, börtü-böceği
barındıran açık alanlar... Hiç düşündünüz mü parkların güvenliğini,
çiçeklerinin ağaçlarının bakımını, sulanmasını yapanların, onları tozu yeni
alınmış ev gibi temiz tutanların kim olduğunu, nasıl biri olduğunu, nerde,
nasıl yaşadığını, nelerden yakındığını?
İşte onlardan biri:
Merhaba, Mehmet Çavuş.
Üstündeki kıyafetin bana jandarmayı hatırlattığı için Çavuş diyorum. Ben
seni Parktan tanıyorum, ama şimdi bu söyleşiyi okuyanlar için senin bize
kendini tanıtmanı rica ediyorum. Adını,
soyadını ve burada ne iş yaptığını öğrenerek başlayalım söyleşimize.
Merhaba. Adım Mehmet Erdoğmuş. Yenimahalle Belediyesinin Ümitköy Meksika
Caddesindeki Kutlutaş Kardeşlik Parkı’nın bekçisiyim.
Kaç yaşındasın Mehmet Çavuş?
1964 Doğumluyum,
48 yaşındayım.
Nerelisin?
Nevşehir, Hacıbektaş’lıyım .
Ne kadar zamandır Ankara’dasın?
1990’da göçtüm Ankara’ya.
Nerede oturuyorsun? İşine nasıl gelip gidiyorsun?
Etlik, Sancaktepe Mahallesinde oturuyorum. İşime iki
otobüs değiştirerek gelip gidiyorum. Bazen dönüşte Belediyenin servisi GİMAT-Ostim’e
kadar bırakır, devamını oradan otobüsle giderim.
Uzakmış, kolay olmuyordur her gün o kadar yoldan gelip
gitmek. Çalışma saatlerin nasıl? Haftanın kaç günü çalışıyorsun Parkta?
Sabah 8 - akşam 5 arası, haftada 6 gün çalışır, 1 gün
izin yaparım.
Yıllık iznin kaç gün?
Yılda 12 gün. Bayram günlerine ait izin kullanabiliyoruz,
ayrıca 12 gün de yıllık iznimiz var.
Evli misin? Çocukların var mı, kaç tane?
Evet evliyim. Üç çocuğum var. İkisi kız, biri 14 diğeri
13 yaşında, biri oğlan, 9 yaşında.
Okuyorlar mı?
Evet, kızlar ortaokulda, oğlan da ilkokul 4. Sınıfta.
Karın çalışıyor mu, ne iş yapıyor?
Yok abla, karım ev kadını çalışmıyor. Çocuklarla, evin
işleriyle meşgul.
Tek maaşla beş kişilik aileyi geçindirmek zor olmuyor mu?
Yakınlarından herhangi bir destek görüyor musun?
Zor olmasına zor oluyor da, ayağımızı yorganımıza göre
uzatıyoruz. Aldığım para kıtı kıtına yetiyor. Çocukların masrafı, mutfak
masrafı epeyce tutuyor. Çok darda kalırsak babamlar destek oluyor. Ayrıca erzak
ihtiyacımıza da babamlar yardımcı oluyor. Onların desteği bizim için çok büyük
nimet.
Baban ne işle meşgul?
Babam bağkur emeklisi, eski tüccar. Nevşehir’de esnaftı.
Oturduğunuz ev kendinizin mi, kira mı?
Kendi evimiz çok şükür. Borcunu da bitirdim.
Gözün aydın! Sağlıkla, güle güle oturun.
Sağolasın, teşekkür ederim.
Mehmet Çavuş, park bekçisi olarak başka neler yapıyorsun?
Ben seni burada çiçek sularken, yerleri süpürürken görüyorum.
Görev ünvanım park bekçisi olarak geçiyor, ama parkın
güvenliğinin yanısıra, temizliği, çiçeklerin bakımı, sulanması gibi her türlü
işinden de sorumluyum.
Ne kadar zamandır bu iştesin? Bununla ilgili bir eğitim, kurs aldın mı?
Ben ortaokul mezunuyum. Bu işi 8 aydır yapıyorum. İşe
başlamadan önce Belediyenin Park Bahçeler Müdürlüğü’nün bahçecilik kursunu
bitirdim, sertifikam var. Daha önce de 10 yıl bir araba firmasında güvenlik
görevlisi olarak çalışmıştım. O zaman da güvenlikle ilgili kurs görmüş ve
sertifika almıştım.
Yenimahalle Belediyesinin kadrolu elemanı mısın?
Hayır Belediyede kadrolu değilim. Belediyenin taşeron
şirketi olan GİNTEM A.Ş.’nin sözleşmeli elemanıyım.
GİNTEM’in adını duymuştum. Belediyelere çevre temizliği konusunda
hizmet veren ve aslında entegre katı atık yönetimi yapan bir şirketti, değil
mi?
Evet öyle.
Park demek açık hava demek. Yaz, kış, sıcak, soğuk,
yağmur, kar demek. Bu şartlarda açık havada çalışmak nasıl, zor değil mi?
Zor olmaz mı? İyi havalarda değilse bile kötü havalarda
zor oluyor. Parkta küçük bir bekçi kulübesi var. İçinde soğuk havalarda ısınmak
için elektrikli ısıtıcısı var. Soğukta üşüyünce zaman zaman kulübeye girip
ısınır, sonra işime devam ederim. Sıcak havalarda daha kolay tabii. Açık havada
çalışmayı ve işimi sevdiğim için fazla zor gelmez bana.
Bu iş için uygun kıyafeti kendin mi alıyorsun, işyerin mi
sağlıyor?
Belediye kışlık mont, bot gibi kıyafetleri temin ediyor.
Sosyal güvencen var mı?
Evet, sigortalıyım. Emekliliğime 5 yıl var.
Parkın içinde yürüyüş yolu, spor aletleri, oturma
alanları ve çocuk bahçeleri var. Çok gelen oluyor mu? İnsanlarla ilişkilerin
nasıl?
Parkı her gün senin gibi spor için gelenler, oturmaya
gelenler, çocuklarını oynamaya getirenler, köpeklerini gezdirenler olarak
epeyce insan ziyaret eder. Çoğunu tanırım, selamlaşır hal hatır sorarız
birbirimize. Bazılarıyla güncel konulardan, memleket meselelerinden, hayatın zorluklarından ayaküstü sohbetlerimiz
olur. Genellikle kibar, düzgün, eğitimli insanlardır buraya gelen mahalle
sakinleri.
Şikayetçi olduğun bir şey var mı? Genel olarak çevreyi
koruyor, temiz tutuyor mu gelenler?
Parkın müdavimi olan mahalle sakinleri çevreye çok
dikkatli. Benim şikayetim, bazı köpek gezdirenlerden. Bazısı köpeklerinin
tasmasını açıp serbest bırakıyor, kimi insan- çocuk köpekten korkuyor, onlar
bana şikayet ediyor, söyle de köpeklerini başıboş bırakmasınlar diye. Ya da
köpekleri etrafa pisliyor, aldırış etmiyorlar. Oysa parkımızda levha var,
köpeklerinizin tuvaletini parkta yaptırmayın diye, ama buna dikkat etmeyenler
var. Bizim bir de “çimlere basınız” diye
levhamız var. O zaman ne olur? İnsanlar çimlere
bastımıydı köpek pisliği bulaşabilir ayağına.
Mehmet Çavuş, ben de parktaki kedileri beslemeye giderken
bir keresinde basmıştım çimlerin arasındaki köpek pisliğine... Köpek sahipleri
daha duyarlı olmalı. Bazısı ne güzel eldivenini takıp anında topluyor
hayvanının pisliğini. Keşke hepsi öyle olsa, değil mi?
Keşke. Çekirdek çitleyip kabuğunu yere atanlar var, onlar
da ayrı kirletici. Hava iyiyse çocuk bakıcısı kadınlar çocuklarla parka
gelirler, hepsi bir yerde toplaşıp lafa dalarlar, bu arada çocuklar bazen etrafa dağılır, kimi
çiçekleri yolar, kimi elindeki yiyecekleri kağıt mendilleri yerlere atar, kimi
spor aletlerinin civarına gider. Bir de bunlar kirletir parkı. Spor yapanlar da
çocuklar etraflarına doluşunca tedirgin olur ya aletler çarparsa diye. O zaman
da onlar şikayet ederler söyleyin de bu çocukları buralara başıboş
bırakmasınlar diye. İşte kimse rahatsız olmasın diye bütün bu insanları
kollayıp gerektiğinde usulünce uyarmaya çalışırım.
Bu görevinde karşılaştığın ilginç bir olay oldu mu?
Evet. Okulların açıldığı hafta bir gün üç liseli genç
parktaki kameriyede oturuyor, müzik dinleyip meyva suyu içiyorlardı. Bir iki
saat sonra bunlarda birden bir telaştır, koşuşturmadır başladı. Ben ve parktaki
birkaç kişi hemen yanlarına gittik ki, içlerinden biri bayılmış yerde
yatıyordu. Ne olduğunu sorunca fazla alkol aldığı için fenalaştığını söylediler.
Meğerse meyva suyuna votka katıp da içmişler! Hemen polise ve sağlık merkezine
haber verdik. Ambulans geldi baygın genci acile, polis de diğer iki arkadaşını
karakola götürdüler. Çocuk alkol komasına girmiş. Bu olaya çok üzüldüm. Benim
de çocuklarım var. Böyle bir şeyin başlarına gelmesini hiç istemem. Anaları
babaları duyunca ne diyecek, ne yapacak, onlar çocuklarını okula yollamışlar,
bir şeyden haberleri yok diye düşündüm. Gençler tecrübesiz, içki içmeye
özeniyorlar ama alkolün zararlarını da bilmeleri lazım. Bu olayı hiç
unutmayacağım.
Son bir sorum daha var. Gelecekle ilgili beklentilerin
neler?
Emekliliğimi hak etmek, çocuklarımın yüksek okullarda
okuması, birer meslek edinmesi ve onların iyi, dürüst, aydın kişiler olarak
yetiştiğini görmek. Emekli olunca tekrar Hacıbektaş’a dönüp yerleşmek ve orada
esnaflık yapmak hayalim var.
Mehmet Çavuş, hayallerinin gerçekleşmesini dilerim. Bana
vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim.
Rica ederim, ben de teşekkür ederim. İyi günler.
Büyük küçük hepimizin yararlandığı
parklarımızın, çevremizin hep temiz ve bakımlı olması için, herşeyi görevlilerden
beklemeyip bizler de bazı önlemler alsak daha iyi olmaz mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.