7 Kasım 2012 Çarşamba

İçimizden Biri


Ayşegül ÖMÜR

Parklar... Betona boğulmuş semtlerin, otobana çevrilmiş bulvarların, kalabalık trafiğin, yoğun iş hayatının üzerimizde yarattığı stresten kurtulduğumuz parklar… Nefes aldığımız, yeşile doyduğumuz, spor yaptığımız, çocuklarımızı gezdirdiğimiz, bizi rahatlatan, yeniden canlandıran, içinde kuşları, kedileri, börtü-böceği barındıran açık alanlar... Hiç düşündünüz mü parkların güvenliğini, çiçeklerinin ağaçlarının bakımını, sulanmasını yapanların, onları tozu yeni alınmış ev gibi temiz tutanların kim olduğunu, nasıl biri olduğunu, nerde, nasıl yaşadığını, nelerden yakındığını?
İşte onlardan biri:
Merhaba, Mehmet Çavuş.  Üstündeki kıyafetin bana jandarmayı hatırlattığı için Çavuş diyorum. Ben seni Parktan tanıyorum, ama şimdi bu söyleşiyi okuyanlar için senin bize kendini tanıtmanı rica ediyorum.  Adını, soyadını ve burada ne iş yaptığını öğrenerek başlayalım söyleşimize.
Merhaba. Adım Mehmet Erdoğmuş.  Yenimahalle Belediyesinin Ümitköy Meksika Caddesindeki Kutlutaş Kardeşlik Parkı’nın bekçisiyim.
Kaç yaşındasın Mehmet Çavuş?
1964 Doğumluyum,  48 yaşındayım.
Nerelisin?
Nevşehir, Hacıbektaş’lıyım .
Ne kadar zamandır Ankara’dasın?
1990’da göçtüm Ankara’ya.
Nerede oturuyorsun? İşine nasıl gelip gidiyorsun?
Etlik, Sancaktepe Mahallesinde oturuyorum. İşime iki otobüs değiştirerek gelip gidiyorum. Bazen dönüşte Belediyenin servisi GİMAT-Ostim’e kadar bırakır, devamını oradan otobüsle giderim.
Uzakmış, kolay olmuyordur her gün o kadar yoldan gelip gitmek. Çalışma saatlerin nasıl? Haftanın kaç günü çalışıyorsun Parkta?

Sabah 8 - akşam 5 arası, haftada 6 gün çalışır, 1 gün izin yaparım.
Yıllık iznin kaç gün?
Yılda 12 gün. Bayram günlerine ait izin kullanabiliyoruz, ayrıca 12 gün de yıllık iznimiz var.
Evli misin? Çocukların var mı, kaç tane?
Evet evliyim. Üç çocuğum var. İkisi kız, biri 14 diğeri 13 yaşında, biri oğlan, 9 yaşında.
Okuyorlar mı?
Evet, kızlar ortaokulda, oğlan da ilkokul 4. Sınıfta.
Karın çalışıyor mu, ne iş yapıyor?
Yok abla, karım ev kadını çalışmıyor. Çocuklarla, evin işleriyle meşgul.
Tek maaşla beş kişilik aileyi geçindirmek zor olmuyor mu? Yakınlarından herhangi bir destek görüyor musun?
Zor olmasına zor oluyor da, ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz. Aldığım para kıtı kıtına yetiyor. Çocukların masrafı, mutfak masrafı epeyce tutuyor. Çok darda kalırsak babamlar destek oluyor. Ayrıca erzak ihtiyacımıza da babamlar yardımcı oluyor. Onların desteği bizim için çok büyük nimet.
Baban ne işle meşgul?
Babam bağkur emeklisi, eski tüccar. Nevşehir’de esnaftı.
Oturduğunuz ev kendinizin mi, kira mı?
Kendi evimiz çok şükür. Borcunu da bitirdim.
Gözün aydın! Sağlıkla, güle güle oturun.
Sağolasın, teşekkür ederim.
Mehmet Çavuş, park bekçisi olarak başka neler yapıyorsun? Ben seni burada çiçek sularken, yerleri süpürürken görüyorum.
Görev ünvanım park bekçisi olarak geçiyor, ama parkın güvenliğinin yanısıra, temizliği, çiçeklerin bakımı, sulanması gibi her türlü işinden de sorumluyum.
Ne kadar zamandır bu iştesin?  Bununla ilgili bir eğitim, kurs aldın mı?
Ben ortaokul mezunuyum. Bu işi 8 aydır yapıyorum. İşe başlamadan önce Belediyenin Park Bahçeler Müdürlüğü’nün bahçecilik kursunu bitirdim, sertifikam var. Daha önce de 10 yıl bir araba firmasında güvenlik görevlisi olarak çalışmıştım. O zaman da güvenlikle ilgili kurs görmüş ve sertifika almıştım.
Yenimahalle Belediyesinin kadrolu elemanı mısın?
Hayır Belediyede kadrolu değilim. Belediyenin taşeron şirketi olan GİNTEM A.Ş.’nin sözleşmeli elemanıyım.
GİNTEM’in adını duymuştum. Belediyelere çevre temizliği konusunda hizmet veren ve aslında entegre katı atık yönetimi yapan bir şirketti, değil mi?
Evet öyle.
Park demek açık hava demek. Yaz, kış, sıcak, soğuk, yağmur, kar demek. Bu şartlarda açık havada çalışmak nasıl, zor değil mi?
Zor olmaz mı? İyi havalarda değilse bile kötü havalarda zor oluyor. Parkta küçük bir bekçi kulübesi var. İçinde soğuk havalarda ısınmak için elektrikli ısıtıcısı var. Soğukta üşüyünce zaman zaman kulübeye girip ısınır, sonra işime devam ederim. Sıcak havalarda daha kolay tabii. Açık havada çalışmayı ve işimi sevdiğim için fazla zor gelmez bana.
Bu iş için uygun kıyafeti kendin mi alıyorsun, işyerin mi sağlıyor?
Belediye kışlık mont, bot gibi kıyafetleri temin ediyor.
Sosyal güvencen var mı?
Evet, sigortalıyım. Emekliliğime 5 yıl var.
Parkın içinde yürüyüş yolu, spor aletleri, oturma alanları ve çocuk bahçeleri var. Çok gelen oluyor mu? İnsanlarla ilişkilerin nasıl?
Parkı her gün senin gibi spor için gelenler, oturmaya gelenler, çocuklarını oynamaya getirenler, köpeklerini gezdirenler olarak epeyce insan ziyaret eder. Çoğunu tanırım, selamlaşır hal hatır sorarız birbirimize. Bazılarıyla güncel konulardan, memleket meselelerinden,  hayatın zorluklarından ayaküstü sohbetlerimiz olur. Genellikle kibar, düzgün, eğitimli insanlardır buraya gelen mahalle sakinleri.
Şikayetçi olduğun bir şey var mı? Genel olarak çevreyi koruyor, temiz tutuyor mu gelenler?
Parkın müdavimi olan mahalle sakinleri çevreye çok dikkatli. Benim şikayetim, bazı köpek gezdirenlerden. Bazısı köpeklerinin tasmasını açıp serbest bırakıyor, kimi insan- çocuk köpekten korkuyor, onlar bana şikayet ediyor, söyle de köpeklerini başıboş bırakmasınlar diye. Ya da köpekleri etrafa pisliyor, aldırış etmiyorlar. Oysa parkımızda levha var, köpeklerinizin tuvaletini parkta yaptırmayın diye, ama buna dikkat etmeyenler var.  Bizim bir de “çimlere basınız” diye levhamız var. O zaman ne olur? İnsanlar çimlere  bastımıydı köpek pisliği bulaşabilir ayağına.
Mehmet Çavuş, ben de parktaki kedileri beslemeye giderken bir keresinde basmıştım çimlerin arasındaki köpek pisliğine... Köpek sahipleri daha duyarlı olmalı. Bazısı ne güzel eldivenini takıp anında topluyor hayvanının pisliğini. Keşke hepsi öyle olsa, değil mi?
Keşke. Çekirdek çitleyip kabuğunu yere atanlar var, onlar da ayrı kirletici. Hava iyiyse çocuk bakıcısı kadınlar çocuklarla parka gelirler, hepsi bir yerde toplaşıp lafa dalarlar,  bu arada çocuklar bazen etrafa dağılır, kimi çiçekleri yolar, kimi elindeki yiyecekleri kağıt mendilleri yerlere atar, kimi spor aletlerinin civarına gider. Bir de bunlar kirletir parkı. Spor yapanlar da çocuklar etraflarına doluşunca tedirgin olur ya aletler çarparsa diye. O zaman da onlar şikayet ederler söyleyin de bu çocukları buralara başıboş bırakmasınlar diye. İşte kimse rahatsız olmasın diye bütün bu insanları kollayıp gerektiğinde usulünce uyarmaya çalışırım.
Bu görevinde karşılaştığın ilginç bir olay oldu mu?
Evet. Okulların açıldığı hafta bir gün üç liseli genç parktaki kameriyede oturuyor, müzik dinleyip meyva suyu içiyorlardı. Bir iki saat sonra bunlarda birden bir telaştır, koşuşturmadır başladı. Ben ve parktaki birkaç kişi hemen yanlarına gittik ki, içlerinden biri bayılmış yerde yatıyordu. Ne olduğunu sorunca fazla alkol aldığı için fenalaştığını söylediler. Meğerse meyva suyuna votka katıp da içmişler! Hemen polise ve sağlık merkezine haber verdik. Ambulans geldi baygın genci acile, polis de diğer iki arkadaşını karakola götürdüler. Çocuk alkol komasına girmiş. Bu olaya çok üzüldüm. Benim de çocuklarım var. Böyle bir şeyin başlarına gelmesini hiç istemem. Anaları babaları duyunca ne diyecek, ne yapacak, onlar çocuklarını okula yollamışlar, bir şeyden haberleri yok diye düşündüm. Gençler tecrübesiz, içki içmeye özeniyorlar ama alkolün zararlarını da bilmeleri lazım. Bu olayı hiç unutmayacağım.
Son bir sorum daha var. Gelecekle ilgili beklentilerin neler?
Emekliliğimi hak etmek, çocuklarımın yüksek okullarda okuması, birer meslek edinmesi ve onların iyi, dürüst, aydın kişiler olarak yetiştiğini görmek. Emekli olunca tekrar Hacıbektaş’a dönüp yerleşmek ve orada esnaflık yapmak hayalim var.
Mehmet Çavuş, hayallerinin gerçekleşmesini dilerim. Bana vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim.
Rica ederim, ben de teşekkür ederim. İyi günler.

Büyük küçük hepimizin yararlandığı parklarımızın, çevremizin hep temiz ve bakımlı olması için, herşeyi görevlilerden beklemeyip bizler de bazı önlemler alsak daha iyi olmaz mı?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.