Yıllardır sahaflıkla uğraşan Hakan
Kılıç, günümüzde giderek azalan sahaflık kültürüyle ilgili sorularımızı
yanıtladı.
1990’ların başında Ankara Yüksel Caddesi’nde
sahaflık yapan bir arkadaşıma yardım ediyordum. Daha sonra kendim de akşamları yere
tezgah açarak kitap satmaya başladım. Belli bir yerim yoktu. Seyyar olarak
değişik yerlerde açıyordum. Bu iş benim için bir tutku haline gelmeye
başlayınca sahaflık yapmaya karar verdim.
İnsanlar
hala eski kitaplara ilgi gösteriyor mu?
Gösteriyor, fakat eskisi gibi fazla değil. Bu
da eğitimin endüstrileşmesinin bir sonucu olsa gerek. Sürekli yeni bir kitap
çıkıyor ve insanlar daha çok onları almaya yöneldiği için eski kitaplar gereken
değeri görmüyor. Aslında içerikte hiçbir değişim yok ama dediğim gibi endüstrileşme
her sene yeni bir kitabı almaya itiyor insanları.
Bu
alanda yaşanılan belirgin bir sıkıntı var mı?
Var tabi. En önemlisi ilginin azalması.
İşyerini kapatan pek çok meslektaşım var. Her yeri endüstriyel kitapçılara
dönüştürdüler.
Sizce
sahaflık mesleğinin geleceği var mı?
Sahaflık devam eder fakat şekil
değiştirebilir diye düşünüyorum. Birçok meslek aslında kaybolmadı, günümüz
şartlarına evrildi. Sahaflığın da böyle olabileceğini düşünüyorum.
İşinizin inceliklerinden bahseder misiniz?
İşinizin inceliklerinden bahseder misiniz?
Öncelikle kitap konusunda bilgi sahibi olmak
lazım. Sadece kitap üzerine muhabbet etmek için gelen müşteriler oluyor. Her
alanda az da olsa söyleyecek bir şeylerinizin olması lazım. Kısacası alana
hakim olmanız gerekiyor.
Eski kitapları nerelerden ve nasıl tedarik ediyorsunuz?
Kitap tedarik edebilmeniz için geniş bir çevreye ihtiyacınız var. Örneğin evlerden, müşterilerden bulduğumuz oluyor. Hurdacılardan, itfaiye pazarından bile çıkabiliyor. Koleksiyonculardan, arşivlerden de kitap getiren var.
Eski kitapları nerelerden ve nasıl tedarik ediyorsunuz?
Kitap tedarik edebilmeniz için geniş bir çevreye ihtiyacınız var. Örneğin evlerden, müşterilerden bulduğumuz oluyor. Hurdacılardan, itfaiye pazarından bile çıkabiliyor. Koleksiyonculardan, arşivlerden de kitap getiren var.
İnternet
ve eserlere erişimin bu kadar kolay olması sahaflığı nasıl etkiliyor?
Ben bu duruma olumlu bakıyorum. İnternet
hayatımızın her alanında var. Kitap niye olmasın? Tabi ki ‘’eski kitap kokusu’’
diye de bir gerçek var. Fakat olayları sadece içinde bulunduğumuz yerden görme
alışkanlığını aşmamız gerekiyor. Artık internet erişimi olan köyler var fakat sahafı
olan bir köy görmedim. İmkan olmayan yerlere kitap ulaştırmak için interneti
gayet faydalı buluyorum. Fakat şehir hayatında yaşayan insanlar zaten yeterince
asosyal olmaya zorlanırken bir de insanları kaynaştıran az sayıda hobiden
birini yok etmesi üzücü bir durum.
Sahafların
özel bir okur kitlesi var mı?
Evet kesinlikle var böyle bir kitle. Sadece
bir kitap alıp çıkan da oluyor ama genelde devamlı müşterilerimiz var.
Araştırırlar, sürekli arar, ilgilendiği alanla ilgili isteklerde bulunurlar.
Biz de istenilen kitapları bulmaya çalışırız. Zaten sahaflıktaki çarkı çeviren
de bu özel kitledir. Arz-talep dengesini sağlayan da onlar.
Başka
bir seçeneğiniz olsa yine de sahaflığı seçer miydiniz?
Tabi ki. Seviyorum ve isteyerek yapıyorum.
Benim için ayrı bir tutku. Bana çok şey kattığını düşünüyorum.
Geçiminizi
sahaflıktan mı karşılıyorsunuz?
Sadece
sahaflık yapsam aç kalırdım. Sahaflık ancak yan meslek olabilir. İşlettiğim bir
mekan var. Gelir kaynağımın büyük kısmını buradan karşılıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.