Uluslararası İşçi Filmleri Festivali (İFF) kapsamında her yıl düzenlenen
kültür etkinlikleri öncesinde Ankara organizatörü Mesut Demir ile görüştük.
Yağmur ÖZTÜRK
İşçi Filmleri Festivali'ni kısaca tanıtabilir misiniz?
İşçi Filmleri Festivali'ni kısaca tanıtabilir misiniz?
Sanatın bir lüks haline gelmesi ve gittikçe muhafazakarlaşması ve
toplumdan uzaklaşmasına bir tepki olarak sinemanın anlatı biçimiyle halkın
sorunlarını işlemek, ilerici halktan yana bir sanat anlayışını geliştirmek,
piyasada kendine yer bulamayan yapıtları izleyiciye ulaştırmak amacıyla 2006
yılında düzenlenmeye başlayan alternatif bir film festivalidir. Türkiye'de
infial yaratmış olan toplumsal olaylara göre festival teması şekillenmekte.
Karadeniz'de HES’lerle doğa talan edildiğinde festival ''doğal olarak direniş''
sloganıyla başlamıştı. Soma, Ermenek, Torunlar gibi katliamlar yaşandığında
festival ''işimiz gücümüz yaşamak'' demişti. Festivalin sözü toplumların
yaşadığı sorunlardır aslında.
Kaç yıldır festivalde görev
alıyorsunuz, görevinizi anlatır mısınız?
9 yıldır festivalde görev alıyorum. İlk iki yılımda gönüllü olarak
festivalin duyurusuna katkı için festival afişlemesinde görev aldım. Salon
önlerindeki standlarda görev aldım. Üçüncü yılımdan itibaren festivale film
önerileri yapmaya başladım. Yaptığım öneriler vesilesiyle film seçen ekibe
katılmış oldum. Daha sonra da festival izlencesinin hazırlanmasına katkıda
bulundum ve festivalin Ankara koordinasyonu olarak aktif görev aldım ve görev
almaya devam edeceğim.
Festival sizce Türkiye'ye ne
kazandırıyor?
En başta alternatif bir sinema anlayışına katkı sağlıyor. Genç
yönetmenleri teşvik ediyor. Bir örnekle açıklayacak olursak, festivale film
gönderen ve filminin yayınlandığını gören bazı genç arkadaşlar sırf İFF'ye film
yollayabilmek için ellerindeki projeleri hızlandırdı. Çok güzel işler
çıkardılar. Ulusal birçok yarışma dururken ilk gösterimlerini İFF'de yapmayı
seçtiler. Dört ilde eş zamanlı başlayan festival yıl içerisinde 28 il dolaştığı
için de genç yönetmenlerin filmleri Türkiye'nin hemen hemen her noktasına
ulaşmış oluyor. Sanırım İFF'yi çekici kılan da festivalin bu özellliği. Bu
özelliği sayesinde kültür sanatın neredeyse hiç olmadığı yerlere sinema gitmiş
oluyor. 9. festivalde basit bir kamyonet, sinevizyon ve sinema perdesiyle
Diyarbakır'da onlarca köy dolaşılmış, köy meydanlarında film gösterimleri
yapılmıştı. O köylerdeki insanların birçoğu ilk filmini festival sayesinde
izlemiş oldu.
Festivalin ulaştığı kitleyi yeterli
buluyor musunuz?
Aslında yeterli değil. Profesyonel bir dağıtım ağı ve ciddi bir bütçesi
olmadığı için propaganda imkanları kısıtlı. Herhangi bir sponsoru bulunmuyor.
Bakanlıktan bir ödenek almadan propaganda yapmaya çalışılıyor. Sivil toplum
kuruluşları, dernekler ve sendikaların kısıtlı imkanlarıyla ulaşılabilecek en
geniş kitleye ulaşmaya çalışıyoruz. Hem sinema salonlarının dışına taşması,
mahallelerde, derneklerde, kahvelerde gösterimler yapılması, hem de gezici
özelliği sayesinde ulaştığı kitle her geçen gün artıyor.
Festivalin eksik gördüğünüz bir yanı
var mı?
Muhakkak var. İçinde olunca yaptığın şey sana çok güzel görünüyor
olabilir bu nedenle bunları biz fark edemiyoruz. Fakat festival sırasında
izleyicilerimizin şikayetleri üzerinden tespit ettiğimiz eksikler oluyor.
Profesyonel bir teknik ekip olmadığı için ufak tefek aksaklıklar yaşanıyor.
Bunları da neredeyse sıfırlamış bulunmaktayız. Festival sürdükçe kendini daha
da geliştirecek eksiksiz bir festival yapacağımıza inanıyoruz.
İFF Türkiye'de nasıl karşılanıyor,
diğer ülkelerde nasıl karşılanıyor?
Türkiye'de ulaşmaya çalıştığımız kitle, festival izleyicileri, daha
festivale bir ay kala sorular atmakta, birçok yönetmen film başvurusunu çok
önceden yapmış olmakta. Bunlar festivalin sabırsızlıkla beklendiğinin
göstergesi. Üniversite öğrencileri açısından ücretsiz film izleme imkanı
sağladığından mayıs ayı programını festivale göre ayarlayan öğrenciler
bulunmakta. Yurtdışında durum biraz daha farklı. Orada ücretli (normal sinema
biletlerinin altında bir fiyatla) yapılmakta. Görece refah seviyesi yüksek ülkelerde
bu ücretler çok sorun olmadığı için festival her yerde aynı coşkuyla yapılıyor.
İFF'yi diğer uluslararası
festivallerle karşılaştırır mısınız?
İFF alternatif bir festival olduğu için diğer festivallerden ayrı bir
kulvarda duruyor. Kıyaslamak yanlış olur. Sadece İFF'yi diğer ülkelerde yapılan
İFF'lerle kıyaslayabiliriz. Bunun sebebi de yine bir rekabet değil, dünyada
işçi filmlerinin nasıl değiştiğine dair istatistiki veri çıkarmak. İFF yapılan
ülkelerdeki düzenleme komiteleri senede bir defa bir araya gelir. Hem film
paylaşımı hem bilgi alışverişi yapar hem de bu istatistiki bilgileri
konuşurlar.
Filmler festivalde gösterilene kadar
nasıl bir süreçten geçiyor?
Öncelikli olarak festival sitesinden online başvuru alınmakta. Festival
yapan her ilden en az bir kişinin bulunduğu sitemizin kapalı panel kısmında
film seçim ekibi tarafından izlenmekte. Bu panel üzerinden online tartışmalarla
filmin alınıp alınamayacağına karar veriliyor. Filmleri değerlendirirken filmin
çekiminde kullanılan ekipmanların kalitesine (film izlenebilir durumda olduğu
sürece) ciddi önem atfedilmemekte. Temel değerlendirmeler filmin festival
ilkeleriyle çelişip çelişmediği üzerine yapılmakta. Filmimiz soruna dair bir
söz söylüyor mu bir sosyal mesaj içeriyor mu içermiyor mu gibi tartışmalar ve
benzeri ayrıntılar üzerinde durulmakta.
Festivalde her isteyen görev
alabiliyor mu?
Evet her isteyen görev alabilir. Gönüllü emeğiyle düzenlendiği için
festivalimize herkes katkı sunabildiği ölçüde katılabilir. Kimi altyazılarımızı
çevirir, kimi salonda görevli olur, kimi afiş bildirimi dağıtımına, kimi sosyal
medyadaki duyuruların yayılmasına yardımcı olur.
Görev almak isteyenler nasıl bir yol
izlemeli?
Filmlerini yollamak isteyenler için
son başvuru tarihi ne zaman?
Programınızın hızlıca yapılabilmesi ve duyuru için yeterli zamanımızın
kalması için son başvuru tarihini genelde mart ortası olarak belirliyoruz. Ufak
tefek rötuş yapılacak, daha tam hazır olmayan, ama mayısa kadar yetiştireceği
taahhütünde bulunan herkes için opsiyon tanıyabiliyoruz.
Festival için bu yıl belirlenen eleme
ve gösterim tarihleri ne zaman?
Festivalde
yaptığımız eylemi ''eleme'' olarak değerlendirmek yanlış olur. Festivalimizin
ilkeleriyle çelişmediği sürece bize gönderilen her filmi en az bir kere
göstermeye çalışıyoruz. Gösterim tarihi olarak ise 10 yıldır olduğu gibi
Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır'da 2 Mayıs'ta başlayacak, yıl içerisinde
diğer illeri gezecek. İllerin tarihini ise her ilin festival düzenleme komitesi
ve gönüllüler belirleyecek. 2 Mayıs olarak seçmemizin sebebi İşçi Filmleri
Festivali'ni işçi bayramında yapmak. 1 Mayıs günü aslında alanlarda açılışımızı
yapmış oluyoruz. 2 Mayıs'ta olan sadece salon açılışı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.