Kemal MEMİŞOĞLU
Milli Kütüphane bünyesinde, görme engelli vatandaşların kitap okuma ihtiyacını karşılamak için kurulan konuşan kitaplık merkezi, kitapların gönüllü okuyucular tarafından sesli okunup bir sistemde toplanmasıyla engelli bireylerin hizmetine sunuluyor.
Konuşan Kitaplık, Milli Kütüphane’de Kütüphanecilik Hizmetleri Daire Başkanlığına bağlı olarak, Kitap Dışı Materyaller Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteriyor. Gönüllü okuyucularla, kitapların stüdyo ortamında kayıt altına alınması ve bir veri tabanında toplanmasıyla, görme engellilerin okuma çilesinin çözümüne büyük bir katkıda bulunuluyor.
Bu merkez 1950’li yıllardan bu yana çalışıyor, ancak ilk dönemlerde bu çalışmalar kitapların braille alfabesiyle yazılmasına yönelik olduğundan çok fazla etkili olamamış. Braille, görme engellilerin kullandığı, altı noktanın çeşitli varyasyonlarından oluşan bir alfabe. Bu alfabe ile bir kitabı yazmak fazlasıyla uzun ve zahmetli bir iş. Daha sonraları kasetlere okunup öyle dinlemeye sunulan kitaplar, teknolojinin de gelişmesi sonucu her yerden erişim sağlanması amacıyla internet ortamında bir veri tabanında toplanması fikriyle yeni bir boyut kazanmış durumda. Böylece görme engelli vatandaşlar bir yerden bir yere gitmeleri gerekmeden de bu hizmetten kolayca yararlanabiliyorlar.
Konuyla ilgili bilgi aldığımız Kütüphanecilik Hizmetleri Daire Başkanı Durmuş Sakmak, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ek 11. Maddesine dikkat çekerek sundukları hizmetin yasal bir alt yapısı bulunduğunu belirtti. Söz konusu madde şöyle:
“Ders kitapları dahil, alenileşmiş veya yayımlanmış yazılı ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler için üretilmiş bir nüshası yoksa hiçbir ticarî amaç güdülmeksizin bir engellinin kullanımı için kendisi veya üçüncü bir kişi tek nüsha olarak ya da engellilere yönelik hizmet veren eğitim kurumu, vakıf veya dernek gibi kuruluşlar tarafından ihtiyaç kadar kaset, CD, braille alfabesi ve benzeri formatlarda çoğaltılması veya ödünç verilmesi bu kanunda öngörülen izinler alınmadan gerçekleştirilebilir.”
Sakmak: Milli Kütüphane’de sadece bir yan hizmet olarak verilmeye başlanmış olsa da konuşan kitaplığın, bu konuda engellilere hizmet vermek için kurulmuş birçok kurumdan daha fazla öne geçmiş durumda olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Başbakanlığa bağlı bir Özürlüler İdaresi mevcut mesela. Ancak görevlerini “politika üretmek” şeklinde tanımladıklarından bu sahada pek de fazla bir etkinlikleri yok. Bizim de imkanlarımız kısıtlı ve vermemiz gereken asli bir kütüphanecilik hizmeti varken bir yandan da başka şeyler yapmak için uğraşıyoruz. Bu çalışmanın daha fazla geliştirilmesi gerek. Stüdyolarımızın sayısı çok az ve çok küçük. Aslında başka özel bir binada daha yoğun çalışmayla bu hizmetin çapını fazlasıyla geliştirmek mümkün ama elimizdeki olanaklarla bu pek mümkün olmuyor maalesef.”
Konuşan Kitaplık Merkezinin Hizmetlerinden Nasıl Yararlanılır?
Her ne kadar Milli Kütüphane’nin verdiği bir hizmet olsa da konuşan kitaplık aslında mekansal olarak sınırı olmayan bir hizmet. Yani sadece Ankara’da değil, Türkiye’nin her yanında ya da yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının da istedikleri yerde istedikleri zaman ulaşabilecekleri bir sistem olma özelliği taşıyor. Sisteme üye olabilmenin tek şartı bireylerin görme engelli olduğunu belgelemeleri. Bunun için engelli olduğuna dair bir sağlık belgesinin veya Başbakanlık Özürlüler İdaresi’nin vermiş olduğu özürlü kimlik belgesinin ilgili bölüme ulaştırmaları gerekiyor. Bundan sonra kütüphane tarafından kendilerine bir kullanıcı adı ve şifre veriliyor. Kullanıcı adı ve şifreyle internet üzerinden sisteme girildiğinde, ister çevrimiçi dinleyerek, ister kitap kayıtlarını bilgisayara indirerek bu hizmetten yararlanılabiliyor.
Konuşan kitaplık merkezinin yaklaşık 100’e yakın gönüllü okuyucusu var şu an ve her yıl ortalama 40-50 kitap daha okunup sisteme dahil edilebiliyor. Şimdiye kadar 5000’e yakın kitap sistemde engelli vatandaşların hizmetine sunuldu.
Ayrıca bu merkez tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nde görme engellilere bu hizmeti veren çeşitli kurumlar arası veri paylaşımının sağlanması, birbirlerindeki materyallerden yararlanması için bir protokol hazırlanmış. Diğer kurumlarda okunan kitapların aynılarının okunmasıyla zaman kaybetmemek ve mümkün olduğunca verimli çalışarak daha çok kitabı sisteme dahil etmek için büyük çaba harcanıyor.
Okunacak kitapları engelliler belirliyor
Konuşan kitaplıkta okunacak kitapları da engelliler belirliyor. Hangi kitabın okunmasını istediklerini merkeze iletiyorlar, bu kitaplar sıraya alınarak en geç bir ay içinde okunarak sisteme dahil ediliyor. Bu özelliğiyle de yeni yayımlanmış en güncel kitapların bile görme engelliler tarafından takip edilebilmesi sağlanmış oluyor.
Merkezin tanıtımı çerçevesinde Üniversitelerde çeşitli seminerler verildiğini, özellikle Hacettepe Üniversitesi’nden bir grup öğrencinin gönüllü okuyucu olarak konuşan kitaplık için çok aktif çalıştıklarını belirten Sakmak; sadece gönüllü okuyuculuk değil, kitapların Word ortamına aktarılıp daha sonradan braill alfabesiyle yazılacak hale getirilmeleriyle ilgili çalışmaların da yürütüldüğünü belirtti.
Sakmak’ın verdiği bilgilere göre, Merkezin faaliyetlerinin çeşitli medya kurumlarında yayınlanmasıyla daha geniş bir kitleye gerek okuyuculuk, gerekse görme engellilerin hizmetten yararlanabilmelerinin duyurulması kolaylaşmış. Ayrıca 81 ilin valiliklerine gönderilen yazıyla böyle bir hizmet verildiği belirtilerek görme engelli vatandaşların sisteme yönlendirilmesi istenmiş. Bunun üzerine pek çok görme engelli bu hizmetten yararlanmaya başlamış. Hatta faydalanmak isteyip interneti olmayanlara da CD’lere kopyalanan kitap kayıtları yollanabiliyor.
Nasıl Gönüllü Okuyucu Olabiliriz?
Gönüllü okuyuculuk için başvuran adaylara bir metin okutularak ses kaydı alınıyor. Bu kayıtlar bölümde görevli olan görme engelli personel tarafından dinlenerek, okuyuculuk için uygun olup olmadığı belirleniyor. Burada telaffuz, okuma tarzı, sesin kulağı tırmalamaması ve anlaşılabilirlik gibi birçok özelliğe dikkat ediliyor. Çünkü saatlerce dinlenecek bir kayıt olacağı için kulağa hoş gelmesi ve anlaşılır olması önemli. Test edilip karar verildikten sonra, en az 15 gün içinde kabul edilip edilmedikleri adaylara bildiriliyor. Kabul edilenler merkezde bulunan altı adet stüdyoda dönüşümlü olarak kitap okumaya başlıyorlar. Gelecekleri saatleri okuyucular kendileri ayarlıyor, ona göre bir program oluşturularak stüdyoların etkili kullanımı da sağlanmış oluyor. Hatta bir okuyucunun stüdyonun benzeri bir düzeni evinde kurarak orada okuma yaptığını söyleyen Durmuş Sakmak, teknolojinin bu konuda sunduğu geniş imkanların kullanılmasının mekan kavramını ortadan kaldırdığını belirtiyor.
Gönüllü okuyuculuk için emeklilerden öğrencilere, her kesimden yoğun bir başvuru potansiyeli var. Ancak emekliler daha çok zaman ayırabildiklerinden, genellikle daha kolay gönüllü okuyuculuk yapabiliyorlar. Mesela okuduğu kitaplar belirgin bir şekilde daha çok tercih edilen emekli bir Almanca öğretmeni gönüllü bir okuyucusu var merkezin. Çok hoş ve naif ses tonu, kitapların okuyanın ismiyle istenmesine neden olan bir gönüllü…
Örnek Bir Gönüllü Okuyucu: Necla Gürtunca
Necla Gürtunca, 83 yaşında ve Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca öğretmenliğinden emekli olmuş, uzun süredir bu faaliyetlerde bulunuyor. Görme engelliler için kitap okumaya Altınokta Körler Derneği’nde başlayan Gürtunca, oradaki çalışmanın bir şekilde sekteye uğramasıyla, Milli Kütüphane’de kitap okumaya dört yıldır devam ediyor. Böyle bir ekinliğin nasıl mutlu edici olduğunu anlatmanın mümkün olmadığını belirtiyor. Karanlık dünyalara sesiyle ışık olmaktan büyük memnuniyet duyuyor.
Bir süre önce, Altınokta Derneği’nde tanımadığı, tesadüfen konuştuğu bir görme engellinin sesini duyduğu anda kendisini sesinden tanıyarak, “Necla hanım siz misiniz? diye sorması hayli şaşırtıcı bir olay. Ve belki de bu hizmetin görme engelliler nezdinde nasıl bir değerinin olduğunu da anlatır bir durum.
Çalışmayı çok sevdiğini belirten Gürtunca, sırf bu işi yapabilmek için bilgisayar öğrenmiş. “Ömrüm oldukça da bu hizmete devam edeceğim” diyor… O kadar çok sevilmiş ki hatta özellikle “Necla Hanım’ın okuduğu kitapları dinlemek istiyoruz.” diye taleplerin geldiği belirtiliyor.
Bu hizmetin engellilerden müthiş bir takdir kazanıp, teşekkürlerle dolu e-postalar almalarının yanında, bazen sitem dolu mesajlar da alınıyor. Normalde bu hizmet telif nedeniyle sadece görme engelliler tarafından kullanılabiliyor. Ancak arabada, işyerinde kitap dinlemek isteyen, engelli olmayan vatandaşlar da, “Biz de yararlanmak istiyoruz.” diye talepte bulunup reddedilince, “Gözümüzü mü sakatlayalım şimdi?” diye sitem edebiliyorlarmış. Görme engelli olmayan vatandaşların bile kıskandığı bu hizmetin ileride daha fazla geliştirilmesi temenni ediliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.