Bünyamin GÜLER
Ankara’da kendilerine has “sarı” renkleri ve yaşam şekilleriyle günün 24 saati kent trafiğinde direksiyon sallayan taksicilerin hayat mücadelesini öğrenmek için Emek Barış Taksi Durağı’nın kapısını çaldık. Hayatlarını gece ve gündüz olmak üzere iki tarife üzerinden sürdüren uzun mesafeleri ödül, kısa mesafeleri ise ceza olarak görmeyi bırakıp, yalnızca verdikleri hizmet kalitesi ve insan memnuniyetiyle anılmayı amaçlıyorlar. 18 yıldır taksicilik yapan Adem Gündüz, kendilerini “sokak çocukları” diye adlandırdıklarını ve bu benzetmeden de son derece mutlu olduklarını söyledi.
Adem Gündüz, 55 yaşında ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli. Aslen Yozgatlı, ancak doğma büyüme Ankaralı. Biri kız, iki çocuk sahibi.
Taksiciliğe nasıl başladınız?
Emekliye ayrıldıktan sonra taksiciliğe başladım. Şimdiki aklım olsaydı memur olmak yerine taksi şoförü olmayı tercih ederdim.
Yaptığınız işten memnun musunuz, kazandığınızla ailenizi geçindirebiliyor musunuz?
Türkiye’deki yakıt fiyatları yüksek olmasına rağmen, normal bir memurun maaşının üzerinde para kazanıyoruz. Her ne kadar bazı meslektaşlarımız bu mesleğin az kazandırdığını iddia etseler de biz onlara katılmıyoruz. Ama iş hayatımızda ister istemez bazı olumsuzluklar yaşayabiliyoruz.
Ne gibi olumsuzluklarla karşılaşıyorsunuz, iş hayatındaki olumsuzluklar özel hayatınıza yansıyor mu?
Yaz kış demeden sürekli direksiyon başındayız. İster istemez bazı sağlık sıkıntıları da yaşayabiliyoruz. Ara sıra aksi müşterilere denk geliyoruz, aramızda tatsız olaylar yaşanabiliyor. Ailemizin yanına döndüğümüzde elimizde olmadan bu gerginliği onlara yansıtabiliyoruz.
Başınızdan geçen bir olayı anlatır mısınız?
Şu an hatırladığım bir olay yok. Ancak, Çinçin ve Yenidoğan’a gitmekten çekiniyoruz. Buralara gittiğimizde çoğu zaman paramızı alamıyoruz. Bazen müşterilerimize, “Lütfen kapıyı yavaş kapatır mısınız” dediğimiz zaman, “Kapınızı mı kırdık, araba mı görmedik” şeklinde yanıtlar alıyoruz.
Diğer meslek gruplarından taksicilik yapan var mı?
Hiç kimse anasının karnından taksici olarak doğmuyor. Burada çalışan herkesin başka bir mesleği var. Sonradan taksicilik yapmaya başlamışlardır. Arkadaşlarımız arasında; emekli asker, mobilyacı, öğretmen ve tesisatçı var. Bazı üniversite öğrencileri de geceleri taksiye çıkmaktalar.
Taksiciliğe yeni başlayan biri adresleri nasıl buluyor. Bunun için herhangi bir eğitimden geçiyor mu?
Taksiciliğe yeni başlayan arkadaşlar iş yoğunluğunun az olduğu hafta sonları işe çıkarak işi kavramaya çalışıyorlardı, ama günümüzde teknolojinin gelişmesiyle yol bilgisayarları (navigasyon) sayesinde adres bulmada herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmıyoruz. Yani bu mesleğin başlangıcında herhangi bir eğitim sürecinden geçmiyorlar.
Belediyenin yaptırdığı yeni duraklar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mesleğin daha modern ve güvenli bir ortamda sürdürülmesini sağlıyor. Bu durakların halk üzerinde olumlu izlenimler bıraktığını düşünüyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz sokak çocukları gibiyiz. Yedi yirmi dört 365 gün sokaklardayız. Dünyaya bir daha gelme gibi bir şansımız olsa tekrar taksiciliği tercih ederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.