İbrahim Ozan YILMAZ
Yeşilçam’ın başarılı görüntü
yönetmenlerinden Orhan Temizkan, “Yönetmen
sinemanın her şeyidir.” diyor. Sinemaya 1964 yılında başlayan Temizkan, stajyer
muhabirlik yaparken bir anda sinemaya merak sardığını anlatıyor.
Bu mesleğe nasıl atıldınız sizi bu
mesleğe iten koşullar neler oldu?
Mesleğe
karar vererek atılmadım, tesadüfen bu mesleğe atıldım. Tesadüf durum ise şöyle gelişti.
Yeni Gazete’de stajyer muhabirken bir
anda sinemaya merak saldım ve sinemacı olmaya karar verdim. Karar verdikten
yirmi dört saat sonra da sinema sektörüne adım atmış oldum.
Sizce yönetmen nedir?
Yani
sinemanın hikâyesinden, kurgusundan neredeyse makinistliğine kadar her şeyini
yapan kişidir. Şöyle örnek vereyim insanın beyni neyse sinemanın da beyni
yönetmendir.
Günümüzde çekilen filmler ile geçmişte
çekilen filmler arasında ne gibi farklılıklar vardır?
Çok fark var,
biz yaratıcı olmak zorundaydık, şimdi ise teknoloji çok ileride. Sinema artık
televizyondan yararlanır hale geldi. Şimdiki dönemde her şey elinizin altında,
parayı bastırdığınız zaman her şeyi yapabilirsiniz. Bizim zamanımızda yokluk
olduğu için bu işler daha zordu ve uğraştırıcıydı.
Görüntü yönetmeni olmasaydınız
aklınızda başka işler var mıydı neler yapabilirdiniz?
Ben zaten
ilk başta gazeteciydim. Gazetecilikten sinemaya geçtim. Sinema merakımı çekti
ve bu yöne doğru kayıp sinema sektörüne soyundum. Sinemacı olmak istiyorum veya
sinemacı olacağım diye bir durum söz konusu değil. Sinemacılık, Allah vergisi
bir iştir. Sinemacı olmak yetenek işidir. Sinemacı olmanın diğer faktörleri ise
çok okumak, çok gözlemci olmak ve yapacağın filmi ilk başta çok irdelemektir.
Siz hep kamera arkasındaydınız peki
hiç kamera önüne çıkmayı düşündünüz mü?
Hiçbir zaman
öyle düşüncem olmadı. Kamera arkası hep bana sıcak gelmiştir. Kamera önüne çıkmak
için birçok teklif geldi, fakat ben kamera arkasında kaldım, hiç o taraklarda
bezim yoktur.
Görüntü yönetmenliği yaparken sizi en
çok zorlayan aktör veya aktrist kimdir?
Böyle bir
durum söz konusu değildir. Biz kişinin ünlü veya ünsüz olduğuna bakmayız.
Amacımız biz onları nasıl yoğurur, nasıl pişirir, nasıl ortaya çıkartırız.
Bizim amacımız bunlardır. Zaman zaman kaprisli kişiler tabi ki de vardır fakat
bunları da piyasa, zamanla siler.
Bu mesleği yapmak için sizce altın
kural nedir?
Özveri, sağlam bir bünye, gözlem yeteneği, okuma
merakı yani bir hikayeyi okuyacaksın ve o hikayeyi kendince yorumlayacaksın.
Nasıl biri? Hangi oyuncu ne tip oyun oynar? Bunları kurgulaması lazımdır.
Çekilecek filmin atmosferine göre çekim yapılmalıdır, yani oyunu kurallarına
göre oynayacaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.