2 Ocak 2014 Perşembe

Tek kişilik aşk


İbrahim Ozan YILMAZ

Aşkın tarifi konusunda çok düşündüm aslında, ama her zaman olumsuz şekilde yazılara döktüm bunu. Bana göre şu anda aşkın tarifi şuydu. He şunu da belirteyim belki de bir ay sonra bu yazıma güleceğim veya kendimi küçümseyeceğim, ama şu anlık durum böyle.

Güneş yine batışa geçti. Sanki bir daha çıkmayacakmış gibi. Bu her batıştan farklıydı. Her zamanki gibi penceremde güneşin batışını izlerken bu sefer güneş öyle bir battı ki aniden güm diye çakıldı. Hiç böyle bir günbatımı görmemiştim. Her yer o kadar ani şekilde karardı ki sanki güneş de bir şeylere kızgındı. O da artık her gün doğmaktan ve batmaktan sıkılmıştı. Her yer karardı, ışık tamamen gitti. İnsanların kötülükleri doğuyordu artık, güneş işini onlara devretti. Fakat farkında bile değildi işini kötü kişilerin yaptığının.

Bense tek başıma her zamanki gibi güneşin doğuşunu bekliyordum, o aniden batışından sonra. Korktum, nitekim beklediğim gibi de oldu her gün dışarı baktım. Küçücük bir umut vardı içimde taa ki güneş öyle aniden batana kadar. O batıştan sonra güneş daha hiç doğmadı, hem de hiç. Birkaç gün sonra arkadaşımı aradım “Güneş doğmuyor hep karanlık fark ettin mi?” Onun cevabı daha enteresandı: “Bir yanlışın var, burada da hiç güneş batmıyor, hep aydınlık” dedi. Nasıl olurdu bir tarafta hiç batmayacak bir tarafta ise hiç doğmayacaktı. Sonra anladım ki benim ışığımı birisi her zaman söndürmüş. Hep yok etmeye çalışmış tam yanacakken. Arkadaşımın ışığı da hep yanmış, tam sönecekken birisi ışık olmuş ona hep. Karanlığın içinde erimek daha kolay gelmeye başladı bir süre sonra bana. Çünkü uzun bir süre doğmayan güneşin daha da doğmayacağını düşünüyordum, nitekim doğmadı da. Hep karanlığa itildiğimi karanlıkta kalınca fark ettim hep. İşte bu yüzden de ışığımı hiç bulamadım, bulduğumu zannettiğim ışıklar beni bir önceki karanlıktan daha da karanlık bir yere attı. Şimdi “Neredesin” diye soracak olursanız o kadar çok karanlık bir yerdeyim ki böyle bir karartı görmemiştim daha önce. Görmüyorum artık karanlıktan. Önümden bir sürü ışık geçiyor, fakat o ışıklar beni daha da karartıyor. Bunu onlar da anlayamıyor... Evet, karanlıktan gülümsememi bile göremiyorum. Çok karanlık bir yere atılmış olmalıyım ki en ufak bir parıltı da göremiyorum.

İşte böyle şu anda aşk tarifim, aşkı anlatma durumum. Dediğim gibi, bir ay sonra belki bunu tekrar okuyunca güleceğim ve kendimle dalga geçeceğim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.