İbrahim Ozan YILMAZ
Aşkın tarifi
konusunda çok düşündüm aslında, ama her zaman olumsuz şekilde yazılara döktüm
bunu. Bana göre şu anda aşkın tarifi şuydu. He şunu da belirteyim belki de bir
ay sonra bu yazıma güleceğim veya kendimi küçümseyeceğim, ama şu anlık durum
böyle.
Güneş yine batışa geçti. Sanki bir daha
çıkmayacakmış gibi. Bu her batıştan farklıydı. Her zamanki gibi penceremde
güneşin batışını izlerken bu sefer güneş öyle bir battı ki aniden güm diye
çakıldı. Hiç böyle bir günbatımı görmemiştim. Her yer o kadar ani şekilde karardı
ki sanki güneş de bir şeylere kızgındı. O da artık her gün doğmaktan ve
batmaktan sıkılmıştı. Her yer karardı, ışık tamamen gitti. İnsanların
kötülükleri doğuyordu artık, güneş işini onlara devretti. Fakat farkında bile
değildi işini kötü kişilerin yaptığının.
Bense tek başıma her zamanki gibi güneşin doğuşunu
bekliyordum, o aniden batışından sonra. Korktum, nitekim beklediğim gibi de
oldu her gün dışarı baktım. Küçücük bir umut vardı içimde taa ki güneş öyle
aniden batana kadar. O batıştan sonra güneş daha hiç doğmadı, hem de hiç.
Birkaç gün sonra arkadaşımı aradım “Güneş doğmuyor hep karanlık fark ettin mi?”
Onun cevabı daha enteresandı: “Bir yanlışın var, burada da hiç güneş batmıyor,
hep aydınlık” dedi. Nasıl olurdu bir tarafta hiç batmayacak bir tarafta ise hiç
doğmayacaktı. Sonra anladım ki benim ışığımı birisi her zaman söndürmüş. Hep
yok etmeye çalışmış tam yanacakken. Arkadaşımın ışığı da hep yanmış, tam
sönecekken birisi ışık olmuş ona hep. Karanlığın içinde erimek daha kolay
gelmeye başladı bir süre sonra bana. Çünkü uzun bir süre doğmayan güneşin daha
da doğmayacağını düşünüyordum, nitekim doğmadı da. Hep karanlığa itildiğimi
karanlıkta kalınca fark ettim hep. İşte bu yüzden de ışığımı hiç bulamadım,
bulduğumu zannettiğim ışıklar beni bir önceki karanlıktan daha da karanlık bir
yere attı. Şimdi “Neredesin” diye soracak olursanız o kadar çok karanlık bir
yerdeyim ki böyle bir karartı görmemiştim daha önce. Görmüyorum artık karanlıktan.
Önümden bir sürü ışık geçiyor, fakat o ışıklar beni daha da karartıyor. Bunu
onlar da anlayamıyor... Evet, karanlıktan gülümsememi bile göremiyorum. Çok
karanlık bir yere atılmış olmalıyım ki en ufak bir parıltı da göremiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.