Bünyamin GÜLER
Usta
gazetecilerin tozunu toprağını yuttuğu bir alan olan polis-adliye muhabirliği
kimilerini ekmeğinden etse de kimilerine de yazdığı haberlerle dünya gündemini
değiştirme fırsatı sundu. Kimi gazeteciler bazı oyunları bozduğu için kara toprakta,
kimileri ekmek yediği yere ihanetten dört duvar arasında, kimileri ise canı
pahasına memleketini savundu ve olması gereken yerde. Hepsinin ortak noktası: polis-adliye
muhabirliği.
Polis-adliye
muhabirliğini Star gazeteci muhabiri Mustafa Türk ile konuştuk.
Polis-adliye
muhabirliğine nasıl başladınız?
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum.
Star gazetesinde üç sene önce polis adliye muhabiri olarak işe başladım. Bu mesleğe
ilk başladığım yıllar iş bilmemezlikten çok zorluk çektim. Daha sonraları ise
çevre edinerek ve işin püf noktalarını öğrenerek iyi bir muhabir oldum. Mesleğe
dördüncü sınıfta okul bitmeden başlayarak okul bittiğinde işimi garantilemiş
oldum.
Öncelikle
şunu öğrenmek istiyorum, neden gazetecilik, gerçekten gazetecilik yapmak
istiyor muydunuz?
Ailemin ekonomik durumu iyi olduğu için
alternatiflerim vardı. Fakat bu mesleği sevmem ve aşkla bağlandığım
gerekçesiyle seçtim ve bu mesleği seçtiğim için ekonomik zorluklar çektim ama
hepsinin üstesinden geldim. İlk zamanlar parasız olarak çalıştım. Şimdi ise
aileme fazlasıyla bakacak kadar kazanıyorum. Mesleği tercih etmemin en önemli
nedenlerinden biri de yanlış yazılan haberler bu mesleği yapmam için beni
zorladı diyebilirim. Okulun ilk zamanlarında ise hiç bir şekilde gazetecilik
yapmayı düşünmüyordum.
Polis-adliye
özel bir beceri gerektiriyor mu sizce, gazeteciliğe başlamadan önce neler göz
önünde bulundurulmalıdır?
Özel beceri çok fazla gerekli değil. Çünkü
gazetecilik haber yazma kurallarını öğrendikten sonra edindiğin çevrenin genişliğiyle
ilgili olan bir durum. Gazetecilik yapmak isteyen insanlar ilk olarak sıkıntı
çekeceklerini bilmeliler, işi öğrendikten sonra rahat edeceklerini de unutmamalılar.
Polis-adliye muhabirliği
meslekte atılacak ilk adım olarak görülür, buna katılıyor musunuz?
Evet, bu doğru bir tabir, çünkü gazetelere
başlayan ilk stajyerleri de polis adliyeye göndererek işi öğrenmeleri istenir. Polis
adliye alanında haber yazabilen bir insan diğer alanlarda rahatlıkla haber
yazabilmektedir. Gazete haber müdürleri bu yüzden ilk yetişecek olanları bu
alana verirler.
Polis-adliye
muhabirliğinde genellikle hangi olayları takip ediyorsunuz, haber kaynağına
ulaşmak kolay oluyor mu?
Aslında hangi olayları takip edeceğimiz kendini zaten belli
ediyor, yani belirleyen biz değiliz. Aklın yolu haberin de dili birdir.
İnsanların merak ettiği her şey bizim görev alanımıza giriyor. Ama özetle savcıların yürüttüğü soruşturmalar, mahkemedeki
önemli davalar ve polisin yaptığı operasyonlar diyebiliriz. Haber kaynağına
ulaşmak benim için sıkıntı olmuyor, çünkü haber kaynaklarımla hemen hemen her gün
görüşmeye çalışıyorum. Gerektiğinde telefonla veya makamına giderek yüz yüze rahatlıkla
görüşebiliyorum. Haber kaynaklarıyla samimiyet çok önemlidir. Ailenize
vermediğiniz değeri gerektiğinde onlara vereceksiniz. Tabi daha sonraları bunun
karşılığını fazlasıyla alıyorsunuz.
Bu alanda ne
gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
En büyük zorluk haberi aldıktan sonra
yalanlama geçilebiliyor. Haberin doğru olduğunu önemli kaynaklardan teyit
ederek haberi doğrulatmak gerekebiliyor. Bazen haberin doğru olduğunu biliyorsunuz.
Fakat haber kaynağının sıkıntıya girmemesi için o haberi yazamıyorsunuz. Bu da gazetecinin
haber zorluklarından sadece bir tanesi, ama mesleği sevdikten sonra bunlar bile
hoş geliyor insana.
Unutamadığınız
bir anınız var mı?
Adliyede bir haber yazmıştım, ertesi günü
gazetede bu haber manşet oldu. Haberin kaynağına da güvendiğim için doğru
olduğunu adım gibi biliyordum. Fakat o habere Ankara Başsavcılığı yalanlama
geçti. Yalanlama geçince bu durumu Anadolu Ajansı da yazmak zorunda kaldı.
Haber yüzünden üç gün canım çok sıkıldı. Üç gün sonra ise başsavcılık tekrar
açıklama yaparak haberi doğruladı. Bu da benim güvenirliğimi arttırdı. Çünkü bu
saatten sonra yanlış haber yazsam da insanlar, “Mustafa yazıyorsa doğrudur.
Nasıl olsa Başsavcılık üç güne kalmaz haberi doğrulamak zorunda kalır.” deyip
geçiyorlar.
Gazeteciliğe
yeni başlayacaklar için ne gibi önerileriniz olabilir, nasıl daha hazırlıklı
olunmalıdır?
Birincisi
mutlaka ve mutlaka bir yabancı dil, bu her zaman bir artıdır. İkincisi arkadaşlar okul sürecinde staj
yaparak işi öğrenmeliler, eğer bu mesleği yapamayacaklarsa en azından okul
bitmeden bu duruma karar vermiş olsunlar. Benim en önemli tavsiyem okulda
hocalarla konuşarak piyasaya yani çalışma alanına çıksınlar. Okul ve
diploma gazetecilik piyasasında ikinci planda kalıyor. Okul döneminde kafalarını
netleştirmeli ve yapabilecekleri mesleğe göre kendilerini hayata
hazırlamalılar.
Polis-adliye
muhabirliği bir değişim yaşayacak mı sizce?
Kesinlikle değişim yaşayacak. Benim
gazeteciğe başladığım zamandan beri çok değişiklikler oldu. Bundan sonra da
tabi ki olacaktır. Teknolojinin gelişmesi her mesleği etkilediği gibi bu
mesleği de etkiliyor. Ayrıca yeni yasaların hazırlanması ve bazı kurumların
yapısında yapılan düzenlemeler nasıl ki hepsi birer değişim ise, polis-adliyenin
de bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Toplumsal olaylar ve insanoğlu olduğu
sürece polis-adliye muhabirliği de olacak ve önemi kat ve kat artacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.