Arif
BAŞTEMUR
İbrahim
Yılmaz, genç bir yazar. Daha üniversitede okuyor ve yazdığı hikayeleri bloğunda
paylaşıyor. Takipçileri epeyce fazla.
Gür
siyah saçlarının, psikolojik başkaldırısının dışavurumu olduğunu ifade ediyor. Sakal
uzatmayı seviyor ve ona göre, “Sakal yakışıyorsa bir erkeğin velinimetidir.''
Röportaj
sınıf ortamında geçiyor. Arka sıra ve boş bir sınıf. Işığı arkasına aldı ve
anlatıyor; kendini, yazılarını her şeyi...
Ve
çektiğimiz fotoğrafların monokrom olmasını istiyor. İç dünyası karanlıkmış. Genel
söyleyişle havadan sudan bahsettikten sonra...
Yazmaya nasıl başladınız?
Tam
olarak söyle ya da böyle diyemiyorum, fakat birkaç yıl öncesine kadar günlük
yaşantım olsun, hayal dünyam olsun gördüklerimi ve düşündüklerimi hep yazmak
istedim. Bir gün, sanırım üç yıl önceydi yaz tatilinde köydeydim ve bilirsiniz
işte köy evinde televizyon olmaz, can sıkıntısı, yazayım dedim. Açıkçası yazmak
için kalemi elime alamıyordum, bir anda oluverdi. Köye daha çok gitmeliyim. Köy
hayatı betimleme yapabilmeme güç katıyor daha da önemlisi o ortamda yazdığım
her şey beni hırslandırıyor.
Betimleme yapmak size
neyi ifade ediyor?
Yazdığım
bir deneme, öykü veya herhangi bir şeyde betimleme yapmak benim için tabiri
caiz ise dünyamı kusmak demek çünkü düşüncelerim ve hayallerim hep ayrıntıya çekiyor
beni ve bundan kaçamayıp dediğim gibi kusuyorum kağıda mürekkep renginde.
(Konuşurken
sanki bir şeylere dikkat çekmek istiyor genç yazarımız ve gözleri parlıyor.
Arada bir gülümserken bir yandan da sakin devam ediyor heyecanlı konuşmasına.)
Yazılarınızda gözüme
çarpan bir şey var. Nedir bu gri tonun önemi ?
Monokrom
fotoğraf istememle aynı şey. Okuruma ya da okuyacak olanlara diyeyim; iç
dünyamı yansıtan tek renk gri. Siyah kadar kötü beyaz kadar iyi değil. Hep bir
dalgalanma içerisinde gidip geliyor dünyam, sarsıntılı. Bu yüzden gri
hikayemdeki evin duvarları, başka karakterin arabasının rengi... Hep böyledir
kalemim.
Pekala, bugüne kadar
yazdığınız yazılarınız hakkında okuyucularınız nasıl tepkiler verdi ve bu
grilik onların duygularında değişiklik yarattı mı? En azından bunu söyleyen
okurunuz oldu mu?
Yazılarımı
ilk paylaştığım gün çok güzel ve olumlu tepkiler aldım, zaten bu durum düzenli
olarak yazılarımı paylaşma cesaretini verdi ve hâlâ da olumlu tepkiler alıyorum.
İlk zamanlar yazılarımı düzeltmeden önce yakın arkadaşlarımla paylaşırdım ve
gri rengi sorarlardı. Karakterler neden gri bir yaşam sürüyor diye sorarlardı.
Etkilenen arkadaşlarım oldu. Sadece arkadaşlarım da değil, okurlarımdan bu konu
hakkında güzel şeyler duyuyorum etkilendiklerini söylemeleri açıkçası
içimdekileri iyi bir şekilde kustuğumu gösteriyor bu da beni mutlu ediyor.
Umarım daha da başarılı
olursunuz. Pekala, ilerleyen zamanlarda hedefleriniz nedir yazarlık anlamında?
Teşekkür
ederim umarım siz de başarılı olursunuz. Hedef koymuyorum yazarlık anlamında, şöyle
söyleyeyim, içimdekileri kağıda dökmeye devam edeceğim, yolu yazdıklarım çizecek.
Ancak yakında hikayelerimden oluşan bir kitap çıkarmamı isteyen okurlarım var
ve yakın arkadaşlarım özellikle ısrar ediyorlar. Kısaca zaman gösterecek
diyeyim.
Röportaj da bitti ve
derin bir nefes aldı İbrahim Yılmaz. Bir şeyleri anlatmanın rahatlığını
yaşıyordu, belliydi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.