24 Aralık 2013 Salı

Gri Rengin Yazarı

Arif BAŞTEMUR

İbrahim Yılmaz, genç bir yazar. Daha üniversitede okuyor ve yazdığı hikayeleri bloğunda paylaşıyor. Takipçileri epeyce fazla.
Gür siyah saçlarının, psikolojik başkaldırısının dışavurumu olduğunu ifade ediyor. Sakal uzatmayı seviyor ve ona göre, “Sakal yakışıyorsa bir erkeğin velinimetidir.''
Röportaj sınıf ortamında geçiyor. Arka sıra ve boş bir sınıf. Işığı arkasına aldı ve anlatıyor; kendini, yazılarını her şeyi...
Ve çektiğimiz fotoğrafların monokrom olmasını istiyor. İç dünyası karanlıkmış. Genel söyleyişle havadan sudan bahsettikten sonra...



Yazmaya nasıl başladınız?
Tam olarak söyle ya da böyle diyemiyorum, fakat birkaç yıl öncesine kadar günlük yaşantım olsun, hayal dünyam olsun gördüklerimi ve düşündüklerimi hep yazmak istedim. Bir gün, sanırım üç yıl önceydi yaz tatilinde köydeydim ve bilirsiniz işte köy evinde televizyon olmaz, can sıkıntısı, yazayım dedim. Açıkçası yazmak için kalemi elime alamıyordum, bir anda oluverdi. Köye daha çok gitmeliyim. Köy hayatı betimleme yapabilmeme güç katıyor daha da önemlisi o ortamda yazdığım her şey beni hırslandırıyor.

Betimleme yapmak size neyi ifade ediyor?
Yazdığım bir deneme, öykü veya herhangi bir şeyde betimleme yapmak benim için tabiri caiz ise dünyamı kusmak demek çünkü düşüncelerim ve hayallerim hep ayrıntıya çekiyor beni ve bundan kaçamayıp dediğim gibi kusuyorum kağıda mürekkep renginde.
(Konuşurken sanki bir şeylere dikkat çekmek istiyor genç yazarımız ve gözleri parlıyor. Arada bir gülümserken bir yandan da sakin devam ediyor heyecanlı konuşmasına.)

Yazılarınızda gözüme çarpan bir şey var. Nedir bu gri tonun önemi ?
Monokrom fotoğraf istememle aynı şey. Okuruma ya da okuyacak olanlara diyeyim; iç dünyamı yansıtan tek renk gri. Siyah kadar kötü beyaz kadar iyi değil. Hep bir dalgalanma içerisinde gidip geliyor dünyam, sarsıntılı. Bu yüzden gri hikayemdeki evin duvarları, başka karakterin arabasının rengi... Hep böyledir kalemim.

Pekala, bugüne kadar yazdığınız yazılarınız hakkında okuyucularınız nasıl tepkiler verdi ve bu grilik onların duygularında değişiklik yarattı mı? En azından bunu söyleyen okurunuz oldu mu?
Yazılarımı ilk paylaştığım gün çok güzel ve olumlu tepkiler aldım, zaten bu durum düzenli olarak yazılarımı paylaşma cesaretini verdi ve hâlâ da olumlu tepkiler alıyorum. İlk zamanlar yazılarımı düzeltmeden önce yakın arkadaşlarımla paylaşırdım ve gri rengi sorarlardı. Karakterler neden gri bir yaşam sürüyor diye sorarlardı. Etkilenen arkadaşlarım oldu. Sadece arkadaşlarım da değil, okurlarımdan bu konu hakkında güzel şeyler duyuyorum etkilendiklerini söylemeleri açıkçası içimdekileri iyi bir şekilde kustuğumu gösteriyor bu da beni mutlu ediyor.

Umarım daha da başarılı olursunuz. Pekala, ilerleyen zamanlarda hedefleriniz nedir yazarlık anlamında?
Teşekkür ederim umarım siz de başarılı olursunuz. Hedef koymuyorum yazarlık anlamında, şöyle söyleyeyim, içimdekileri kağıda dökmeye devam edeceğim, yolu yazdıklarım çizecek. Ancak yakında hikayelerimden oluşan bir kitap çıkarmamı isteyen okurlarım var ve yakın arkadaşlarım özellikle ısrar ediyorlar. Kısaca zaman gösterecek diyeyim.

Röportaj da bitti ve derin bir nefes aldı İbrahim Yılmaz. Bir şeyleri anlatmanın rahatlığını yaşıyordu, belliydi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.