3 Aralık 2013 Salı

Sema Sülcü: "Çocukların geleceğini siyasi çekişmelere alet etmeyin"

     Zafer DENİZ
    
Dershanelerin kapatılmasının tartışıldığı günün ertesinde soluğu Yörünge Dershanesi Koordinatörü Sema Sülcü'nün yanında aldım. 2004'ten itibaren Yörünge Akademi'nin koordinatörlüğünü yapan Sema Hanım, yaklaşık 16 yıldır dershanecilik sektörü içinde olduğunu söyledi. Röportaj esnasında dershanelerin kapatılması hakkında görüşlerini belirtirken çok sinirli ve telaşlı olmasına rağmen lafın erkeğini söylemek yerine dişisini söylemeyi tercih etti.



AKP'nin dershaneleri kapatma girişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şu anda işleyen bir sistem var. Bir şeyler uygulanırken kapsamlı düşünülmüyor, pat diye uygulanıyor. Sonuçların ne getirileceği düşünülmeden yapılmış bir durumdur. Türkiye'de eğitim sisteminin durumu belli. Öğrenciler, sınavları kazanıp bir yerlere gelmek için mecburen dershanelere gitmek zorunda kalıyor. Bana sorulsa dershanenin kesinlikle olmaması yanındayım; ama bugüne özel bir durum değil, hiçbir zaman olmamalı. Dershaneler her açıdan  hem aileye yük hem de çocuğa yük. Düşünsenize çocuk haftanın beş günü hem okula hem dershaneye gidiyor. Bu durumda çocuklar hem ruhsal hem de bedensel olarak yoruluyorlar. Öğrenciler, dershanedeki eğitimle okuldaki eğitim arasındaki dengeyi kurmakta zorlanıyorlar. Okulda aldığı eğitimle dershanede aldığı eğitimin birbiriyle alakası yok. İster istemez öğrenci bocalıyor. Bu sektör kalkarsa çocuklar başarısızlığa doğru sürüklenir; çünkü eğitimdeki açığı giderilmiyor. Ancak eğitimde açığı kapatmak için belli çalışmaları yaparsın ve 5 yıllık bir sürece yayarsın, böyle yapılırsa bu durumun destekçisiyim; ama 2013 tarihi itibariyle bu işin destekçisi değilim. Düşünsenize dershanelerde çalışan evine ekmek götüren bir sürü idari personel, öğretmen ve hizmetliler var. Kızılay'da bir sürü üniversiteye yönelik dershaneler var. Buradan çok ekmek yiyen insanlar var. Dershane kapatılırsa ciddi sosyal kriz yaratır. Dershanelerin kapatılması planlı programlı uygulandığında eyvallah. Zaten Türkiye'de eğitim sistemi iyi olsaydı, dershaneler olmazdı.

Siz Türkiye'deki eğitim sistemini beğenmiyorsunuz; ama başbakan 4+4+4 ve Fatih projesi kapsamında çocuklara dağıtılan tablet bilgisayarlarla eğitimde büyük bir reform yaptığını öne sürdü.
2002'den 2013'e kadar görev yapan tarım bakanlarının ismini sayın desem kaç kişi aklınıza gelir?

Tarım bakanı olarak Mehdi Eker'i biliyorum. Başka tarım bakanlığı yapmış biri aklıma gelmedi şu an.
Hatırlayamazsınız; çünkü tarım bakanı neredeyse hiç değişmemiştir; ama milli eğitim bakanları sürekli değişmiştir. 10 yılda 4 bakanımız oldu: Hüseyin Çelik, Ömer Dinçer, Nimet Çubukçu ve son olarak Nabi Avcı. Eğer Türkiye'deki eğitim sistemi iyi olsaydı Milli Eğitim Bakanları sürekli değişmezdi. Her gelen bakan gideni arattı. Her gelen bir şeyleri değiştirdi. Eğitim sistemi yap boz tahtasına dönüştü

Hükümet, dershaneler istedikleri takdirde özel okullara dönüşebilir dedi. Sizce dershanelerin özel okullara dönüşmesi mümkün mü?Kızılay'da hangi dershane özel okula dönüşebilir! Özel okulların kriterleri var. Kızılay'daki dershanelerin oyun sahası, alanı, terası, bahçesi yok. Büyük dershaneler bir şekilde özel okula dönüşebilir; ama küçük ve orta düzeydeki dershanelerin dönüşmesi mümkün değil.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Türkiye genelinde yaklaşık 4 bin dershanede çalışan 70 bin öğretmeni mülakatla  milli eğitimde istihdam edeceğini açıkladı. Şuan atanmayı bekleyen 500 bin öğretmen varken bu durum, öğretmenler arasında ikilik yaratır mı?
Daha önceden mezun olup da KPSS ile deyim yerindeyse cebelleşen bir sürü öğrencim var. Türkiye'de atanmayı bekleyen 500 bin öğretmen adayı var. Bunlar dururken hükümetin 70 bin öğretmeni mülakatla alacağım demesi tam bir saçmalıktır. Ayrıca milli eğitime bağlı dershane öğretmenleri resmi olarak 70 bindir. Bu öğretmenlerin sayısı en az 150 bindir; çünkü dershaneler istihdam ettiği öğretmenlerin hepsini bildirmez. Milli eğitime sadece birkaç öğretmenin ismi bildirilir. Birçok insan atanmayı bekliyor. 650 bin öğretmenin atanması mümkün değildir.


Bugün itibariyle dershaneler kapatılırsa ne olur?Büyük bir kaos olur. Kızılay'da bir sürü dershane var. Dershaneye gelen öğrenciler, kafelere giden ve fotokopi çektiren öğrenciler var, birçok sektör zincirleme olarak etkilenir. Kartopu etkisi yaratır. Mesela, Kızılay'da kira ücretleri otomatikman düşer. Kırtasiyeci, yayıncı birçok insanı etkiler. Ayak üstü ekmek dönercisi dahil hepsini etkiler. Birçok insan mağdur olur.

Az önce öğretmenler odasında hocaların fikrini alırken bir matematik hocası, dershanelerin kapatılması konusunda şöyle dedi: "Dershanelerin kapatılması benim işime gelir, Oran'da 1+1 kırık dökük bir ev kiralarım. Dershaneler olmadığı için özel ders fiyatları tavan yapar. Dershane kapanmış açılmış beni ilgilendirmez; tarih öğretmenleriyle Türkçe öğretmenleri düşünsün (gülerek)."Bu sözü kimin dediğini tahmin edebiliyorum. Nitekim dershaneler kapatılırsa doğal olarak merdiven altı dershanelerin ortaya çıkacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok.

Hükümet sizce dershaneleri niçin kapatıyor? Hükümete yakın medya gruplarının dediği gibi eğitimde reform mu yapıyor yoksa işin içinde belli gruplarla bir iktidar mücadelesi mi var?Çok açık bir şekilde sizin de dediğiniz gibi hükümet ile Gülen cemaati arasında paylaşılamayan bir iktidar çekişmesi var. Bu sınavlara giren çocukların geneli orta halli ailelerin çocuklarıdır. Bu çocukların geleceğini siyasi çekişmelere alet edilmemelidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.